Moğollar ilk olarak 1220 tarihinde Gürcistan’a girmişler ve bölge üzerinde yağma ve talan hareketlerinde bulunmuşlardır. İlk gelişlerinde bölge üzerinde kalıcı olmamışlardır. İkinci gelişleri olan 1235 yılından sonra Ögedey’in batı seferlerine karar vermesiyle birlikte batıya doğru gelen Moğol birliklerinden bir kısmı Güney Kafkasya ve Gürcistan’da kalıcı olmuşlardır. Böylece bölgede bir yüzyılı aşkın bir Moğol tahakkümü başlamıştır. Moğollar mezkûr coğrafyada kaldıkları süre içerisinde Gürcü halkından sık sık vergi, kıyafet, erzak, at ve asker istemişlerdir. Bu istekler karşısında zor duruma düşen Gürcü halkı Moğol yönetimine karşı fırsat buldukça karşı durmaya çalışmıştır. Moğol yönetimine karşı düzenlenen isyan hareketleri çeşitlilik arz etmiştir. Bazı isyan hareketleri doğrudan Gürcüler tarafından Moğollara karşı düzenlenmişken bazıları ise Moğolların bir iç sorunu olarak ortaya çıkmıştır. Yani Gürcistan toprakları Moğollara karşı Gürcüler dışında düzenlenen başka isyan hareketlerine de sahne olmuştur. Özellikle İlhanlıların yıkılış dönemine yakın süreçte Gürcistan coğrafyası üzerinde Moğollara karşı çok sayıda isyan hareketi baş göstermiştir. Ayrıca İlhanlı Moğollarının vasal devleti statüsünde olan Gürcü Krallığı İlhanlıların baskılarından kurtulmak amacıyla onların düşmanı Altın Orda ile de ilişki içerisinde olmuşlardır. Altın Orda Hanlığı da İlhanlılara karşı Gürcistan topraklarında çıkan bazı isyan hareketlerini desteklemişlerdir. Moğollara karşı düzenlenen eylemlerden en dikkat çekeni Gürcü feodal beylerinin ortaklaşa almış olduğu karar sonucu gerçeklemişse de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Yine, David Ulu ve David Narin’in de Gürcistan toprakları üzerindeki isyan hareketleri bu konuyla alakalı doğrudan akla gelen bir diğer tarihi vakadır. Bu dönemde meydana gelen bazı isyanlar ise Moğolların bölge üzerindeki varlığından ileri gelmiştir. Zira, Moğolların ağır vergiler almaları Gürcülerin kendi iç sorunu hâline gelmiştir. Dönemin siyasi kargaşalarının en ilginç örneği ise Basil Ucarmeli Vakası olarak kayıtlara geçmiştir. Kral David Ulu’nun Gürcistan'da olmadığı zamanlarda Basil Ucarmeli (Ujarmeli) yönetimde aktif bir rol üstlenmiştir. Basil Ucarmeli 13. yüzyılın ortalarında var olan büyük ekonomik krizi hafifletmek amacıyla Gürcü yönetiminin önlemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması konularına öncülük etmiştir. Bu dönemde Basil'in önerisiyle kiliseye ait arazilerin bir kısmı yoksul nüfusa ve toprak sahibi olmayan soylulara dağıtılmıştır. Bu durum din adamları cenahında rahatsızlık uyandırmış ve Basil’e karşı çeşitli suçlamalar isnat edilerek yargılanmadan asılmasına sebebiyet vermiştir. Bu makale ile Gürcistan’a giren Moğolların bölge üzerinde müdahil oldukları olaylar Gürcü Krallığı’nın dini ve ekonomik atmosferi üzerinden yeni bir bağlama oturtulmaya çalışıldığı gibi Moğollara karşı yapılan isyan hareketlerine genel bir çerçeve sunulması amaçlanmıştır. Bu çalışma tespit edilebildiği kadarıyla Gürcülerin Moğollara karşı düzenlemiş olduğu isyan hareketlerini içerdiği gibi bu dönemde meydana gelen ve Gürcistan üzerinde gerçekleşen diğer isyan hareketlerine de değinmektedir.
The Mongols first came to Georgia in 1220 and plundered the South Caucasus region. The Mongols’ existence was impermanent following their first arrival. When they returned after 1235, some of the Mongols were there to stay in Georgia and Transcaucasia because Ögedei Khan had decided to march westward. This turned out to be the beginning of Mongol domination for more than a century in the region. The Mongols constantly taxed the Georgians and asked for provisions, clothing, horses and military manpower. The Georgians were overwhelmed by the Mongols’ demands and revolted against them on every occasion. The acts of rebellion against the Mongols varied. Some rebellions were plotted directly by the Georgians against the Mongols, while others emerged as a domestic issue of the Mongols. The territory of the Georgian Kingdom witnessed different rebellions of non-Georgians as well. Especially in the period leading to the collapse of the Ilkhanids, many rebellions emerged on the territory of the Georgian Kingdom. The Georgian Kingdom was then the vassal state of the Ilkhanids. To avoid the Ilkhanids’ domination, the Georgian Kingdom was also in contact with the İlkhanids’ adversary, the Golden Horde. The Golden Horde supported some revolts in the territory of the Georgian Kingdom against the Ilkhanids. The most remarkable of the acts of rebellion against the Mongols was carried out as a result of a joint decision of the Georgian feudal lords, but it failed. The rebellions of David Ulu and David Narin in Georgia are also another historical case that is prominent on the subject. Some of the rebellions that occurred in this period were triggered by the presence of the Mongols in the region. This was because the Mongols' heavy taxation turned out to be an internal problem for the Georgians. The most interesting example of the political turmoil of the period was seen in the case of Basil Ujarmeli. In this period, Basil Ujarmeli was an influential figure who took an active role in the administration in King David Ulu’s absence in the country. Basil spearheaded the development and implementation of the Kingdom’s policies to alleviate the impact of an economic depression in the mid-13th century. Following Basil’s recommendation to allocate some of the Georgian clergy’s lands to the public, some of the Georgian Church’s lands were allocated to the poor and some nobles who owned no land. However, the clergy protested the distribution of the lands of the Church, and Basil was eventually hanged without a trial after a series of allegations against him. In this article, a presentation of a general framework of the rebellions against the Mongols, and the administrative practices of the Mongols in Georgia are put into a new context through the religious and economic atmosphere of the Georgian Kingdom. As far as can be determined, this study includes the rebellions endeavoured by the Georgians against the Mongols, as well as other acts of rebellion that took place in Georgia during this period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | January 16, 2023 |
Publication Date | January 20, 2023 |
Submission Date | October 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 5 Issue: 9 |