Bu çalışma romantik ilişki yaşayan bireylerin çocukluk dönemi örselenme yaşantıları ile ilişki doyumu ve evlilik beklentisi arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma grubu Gaziantep ilinde ikamet eden ve romantik bir ilişki yaşayan 268 bireyden oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Çocukluk Dönemi Örselenme Yaşantıları Ölçeği Kısa Formu”, “İlişki Doyumu Ölçeği”, “Evlilik Beklentisi Ölçeği” ve araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Verilerin analizinde Spearman Sıra Farkları Korelasyon Katsayısı, Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis Testi’nden yararlanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; katılımcıların çocukluk örselenme yaşantılarından en yüksek duygusal ihmali, en az cinsel istismarı yaşadıkları belirlenmiştir. İstismara kalma durumu cinsiyet açısından değerlendirildiğinde kadınların çocukluk dönemlerinde erkeklere göre daha fazla fiziksel, duygusal ihmal ve fiziksel istismara maruz kaldıkları bulunmuştur. Çocukluk döneminde ebeveyni evli ve birlikte olan katılımcıların ebeveynleri ayrı, boşanmış ya da vefat etmiş olan katılımcılara göre daha az örselenme yaşantısına maruz kaldıkları ve anne- baba tutumlarını ilgisiz olarak algılayan katılımcıların, demokratik, otoriter ve koruyucu olan katılımcılara göre yine daha fazla örselenme yaşantısına sahip oldukları bulunmuştur. Evlilik beklentisi ile çocukluk dönemi örselenme yaşantıları arasındaki ilişki incelendiğinde ise sadece cinsel istismarın evlilik beklentisi ile negatif yönde anlamlı ancak düşük düzeyde bir ilişki içinde olduğu görülmektedir. İlişki doyumunun çocukluk dönemi örselenme yaşantılarından duygusal istismar ile negatif yönde, orta düzeyde ve anlamlı bir ilişkisi varken, fiziksel ihmal ile negatif yönde anlamlı ancak düşük düzeyde bir ilişkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Evlilik beklentisi ile ilişki doyumu arasındaki ilişki ise pozitif yönde anlamlı ancak düşük düzeydedir.
This study was conducted to examine the relationship between childhood traumatic experiences, relationship satisfaction, and marriage expectations of individuals having romantic relationships. The sample of the study consists of 268 individuals residing in Gaziantep and having romantic relationships. The “Childhood Trauma Experience Questionnaire-Short Form (CTEQ-SF)”, “Relationship Satisfaction Scale (RSS)”, “Marriage Expectation Scale (MES)”, and “Personal Information Form” were used as data collection tools. Spearman Rank Correlation Coefficient, Mann Whitney U Test, and Kruskal Wallis Test were used in the analysis of the data. As a result of the analysis, it was determined that the participants experienced emotional neglect at the highest level and sexual abuse at the lowest level among their childhood traumatic experiences. When the childhood traumas were analyzed in terms of gender, it was found that women were exposed to more physical, and emotional neglect and physical abuse than men. It was found that participants whose parents were married and together during their childhoods were exposed to less traumatization than participants whose parents were separated, divorced, or deceased, and participants who perceived their parental attitudes as irrelevant had more traumatic experiences than participants who were democratic, authoritarian, and protective. When the relationship between marriage expectations and childhood traumatic experiences is examined, it is seen that only sexual abuse has a negative but low-level relationship with marriage expectations. It has been determined that while relationship satisfaction has a moderately significant and negative relationship with emotional abuse, which is one of the childhood traumatic experiences, it has a lowly significant and negative relationship with physical neglect. The relationship between marriage expectation and relationship satisfaction is positively significant but at a low level.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education |
Journal Section | Eğitim Bilimleri |
Authors | |
Early Pub Date | July 12, 2023 |
Publication Date | July 24, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 7 Issue: 1 |
Bu eser, Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.