Ciddi solunum sıkıntısına hatta ölüme neden olabilen spontan pnömotoraks durumu altta yatan akciğer patolojilerine bağlı olarak meydana gelmektedir. Pandemi döneminde Covid-19 ile nedeniyle takip edilen hastalarda spontan pnomotoraks sıklığı bilinmemektedir. Bizde litaratüre katkı sağlaması amacıyla Covid-19 nedeniyle spontan solunumda takip edilen bir hastada meydana gelen spontan pnomotoraks durumundan ve tedavisinden bahsettik. 63 yaşında erkek hasta ciddi solunum sıkıntısı nedeniyle yoğun bakıma servisten kabul edildi. Hastanın yoğun bakıma kabülünde çekilen akciğer grafisinde buzlu cam görüntüsü vardı ancak bül ve pnomotoraks yoktu. Noninvaziv CPAP uygulanmayan hastaya sırasıyla rezervuarlı maske ve yüksek akımlı nazal oksijen uygulandı. Yoğun bakım takibinin 5. gününde hastada ani solunum sıkıntısı gelişdi ve hastaya akciğer grafisi ile pnomotoraks tanısı konuldu. Hastaya sualtı drenaj göğüs tüpü uygulandı. Göğüs tüpü takıldıktan 5 gün sonra çekildi. Yoğun bakıma yatışının 14. günü hasta komplikasyonsuz olarak servise nakil edildi. Hasta serviste 5 gün takip edildikten sonra sorunsuz bir şekilde taburcu edildi. Literatürde yer alan olgu serileri incelendiğinde Covid-19 hastalarında pnömotoraks gelişme ihtimalinin %1 civarında olduğu düşünülmektedir. Nadir görülmesine rağmen Covid-19 nedeniyle takip edilen hastalarda meydana gelen ani solunum sıkıntısında spontan pnömotoraks açısından hızlı değerlendirme yapılmalıdır.
Spontaneous pneumothorax, which can cause severe respiratory distress or even death, occurs due to underlying lung pathologies. The frequency of spontaneous pneumothorax in patients followed up with Covid-19 during the pandemic period is unknown. In order to contribute to the literature, we talked about the situation and treatment of spontaneous pneumothorax in a patient who was followed up with spontaneous breathing due to Covid-19. A 63-year-old male patient was admitted to the intensive care unit due to severe respiratory distress. There was a ground-glass image on the chest radiograph taken during admission to the intensive care unit, but there were no bullae and pneumothorax. Reservoir mask and high flow nasal oxygen were applied to the patient who was not applied noninvasive CPAP, respectively. On the 5th day of the intensive care follow-up, the patient developed sudden respiratory distress and the patient was diagnosed with pneumothorax by chest radiography. Underwater drainage chest tube was applied to the patient. The chest tube was removed 5 days after insertion. On the 14th day of his admission to the intensive care unit, the patient was transferred to the service without any complications. The patient was discharged after 5 days of follow-up in the service without any problem. When the case series in the literature are examined, it is thought that the probability of developing pneumothorax in Covid-19 patients is around 1%. Although it is rarely seen, rapid evaluation should be made in terms of spontaneous pneumothorax in the sudden respiratory distress that occurs in patients who are followed due to Covid-19.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Case Report |
Authors | |
Publication Date | March 25, 2021 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 12 Issue: 2 |
-