Henüz Hz. Peygamber hayattayken başlayan hadis rivayeti, O’nun (s.a.s.) vefatı ve ashâbın farklı bölgelere intikali sonrasında hem hızlanmış hem de yaygınlaşmıştır. Fethedilen bölgelerde askerî faaliyetlerde bulunmak veya İslâm’ı öğretmek gibi farklı vesile ve sebeplerle Medine dışına çıkan ve gittikleri bölgelere yerleşen sahâbîler, beraberlerinde büyük bir ilmî birikimi de götürmüşlerdir. Şüphesiz bu birikimin başında Kur’ân’dan sonra Hz. Peygamber’in sünneti gelmektedir. Farklı bölgelere yerleşen ashâbın nezdinde bulunan hadisleri öğrenme isteği ise hicrî ilk asırdan itibaren hadisle iştigal eden herkese şâmil olmuştur. Söz konusu istek bireysel yolculuklara, ardından ise muhaddis olmanın ön şartı kabul edilebilecek rihle faaliyetlerine dönüşmüştür. Hadis öğrenmek isteyen her râvi çeşitli ilim merkezlerindeki muhaddisleri ziyaret ederek hadis meclislerine katılmışlar ve hocalarının hadislerini tahammül etmişlerdir. Rihle faaliyetlerinin çıkış sebebi her ne kadar hadis öğrenimi olsa da hadis öğrencileri/râviler hocalarının hayatlarını tespit ederek tabakât, tezkire, meşyeha, terâcim, vefeyât, menâkıb gibi eserlerle ricâl edebiyatını geliştirmişler, ayrıca gittikleri yerlerle ilgili tarihî ve coğrafî bilgileri kaydederek diğer bilim dalları açısından da zengin bir mirasın oluşmasına vesile olmuşlardır. Rihle faaliyetini gerçekleştiren muhaddisler mezkûr ilimlere dair zengin bir malumat sunmuş, şehir ve bölgelerin tanınmasında önemli rol oynamışlardır. Ne var ki rihle faaliyetlerinin coğrafya eserlerine olan etkisini ele alan bir çalışma tespit edilememiştir. İşte bu eksiklikten hareketle çalışmanın konusu hicrî dördüncü asırda vefat etmiş olan Ebû Abdillâh İbnü’l-Fakîh’in Büldân adlı eserinde coğrafî bölgelerle ilgili bilgi aldığı muhaddisleri tespit etmektir. Mezkûr eser, rihle faaliyetlerinin yoğun bir şekilde devam ettiği ilk dört asırda kaleme alınmış olması hasebiyle tercih edilmiştir. Çalışmanın amacı rihle faaliyetine katılan muhaddislerin İslâm coğrafyacılığına katkılarını ön çalışmada tespit edildiği üzere somut delillerle ortaya koyabilmektir. Söz konusu amaç gerçekleştirildiğinde hadis ilminde çok önemli bir yere sahip olan rihle geleneğinin sadece hadis ilmiyle sınırlı kalmadığı, İslâm coğrafyacılığı başta olmak üzere çok sayıda ilme kaynaklık ettiği tespit edilmiş olacaktır. Çalışmada ilgili eser taranarak İbnü’l-Fakîh’in bilgi aktardığı kişiler arasında hadisçi olanlar tespit edilmiştir. Daha sonra bu muhaddisler hakkında tabakât ve terâcim kitaplarından kısa bilgiler aktarılmış, hadis kaynaklarındaki rivayetlerine değinilmiş ve İbnü’l-Fakîh’in kendisinden yaptığı nakiller zikredilmiştir. Çalışma neticesinde İbnü’l-Fakîh’in 18 muhaddis kaynağının bulunduğu tespit edilmiştir. Bunlar arasında Ebû Sa‘îd el-Esme‘î on iki; Ebû Amr Âmir b. Şerâhîl eş-Şa‘bî sekiz; İbrahim b. Uyeyne el-Kûfî ve Ebu’l-Abbas İsa b. Muhammed b. İsa el-Mervezî üçer bilgiyle İbnü’l-Fakîh’in en çok faydalandığı muhaddisler olarak karşımıza çıkmaktadır. İbnü’l-Fakîh on iki muhaddisten ise sadece birer bilgi aktarmıştır. İbnü’l-Fakîh’in muhaddis kaynaklarından aktardığı bilgilere bakıldığında ise topografik bazı bilgilerin yanında Coğrafya ilminin alt dalları beşerî ve fizikî coğrafya ile ilgili de önemli bilgilerin yer aldığı görülmektedir. Muhaddis kaynaklar tarafından aktarılan bilgiler ilgili şehrin coğrafî özellikleri hakkında olabildiği gibi o şehirde yaşanan siyasi hadiseler, şehrin başından geçen olaylar, şehirde gerçekleşen savaşlar vb. hakkında da olabilmektedir. Çalışma neticesinde elde edilen verilerden hareketle hadis öğrenmek amacıyla yapılan rihlelerin sadece bu amaçla sınırlı kalmadığını, gidilen şehirlerin coğrafî bilgileri başta olmak üzere siyasî ve sosyokültürel durumu ile ilgili bilgilerin de toplanarak aktarıldığı anlaşılmıştır. Sadece tek bir eser üzerinden yapılan bu incelemenin, kapsamı daha geniş çalışmalara konu edilmesi rihle faaliyetlerinin İslâm ilim geleneğine olan geniş katkısını ortaya koyması bakımından faydalı olacaktır.
The hadith narration, which started when the Prophet (pbuh) was alive, both accelerated and became widespread after his death and the transfer of his companions to different regions. The Companions, who went out of Medina for different reasons such as military activities in the conquered regions or teaching Islam, and settled in the regions they went to, took a great deal of knowledge with them. Undoubtedly, the Sunnah of the Prophet comes after the Qur’an the leading of this accumulation. The desire to learn the hadiths of the Companions who settled in different regions has been valid for everyone dealing with hadith since the first century of Hijri. This desire turned into individual journeys and then rihla activities, which can be considered as a prerequisite for being a muhaddith. Every narrator who wanted to learn hadiths attended hadith counciles by visiting muhaddiths in various science centers and learned the hadiths of their teachers. Although the origin of the rihla activities was the study of hadith, hadith students/narrators learned the lives of their teachers and developed rijāl literature with works such as tabaqāt, tazkirah, maşyaha, terājim, vafayāt, manāqib. In addition, by recording the historical and geographical information about the places they went, they contributed to the formation of a rich heritage in terms of other branches of science. Muhaddiths, who carried out the rihle activities, provided rich information about these sciences and played an important role in the recognition of cities and regions. However, a study examining the effect of rihla activities on geographical works could not be found. Based on this deficiency, the subject of the study is to identify the muhaddiths from whom Abū ʿAbdillāh Ibn al-Faqīh, who died in the fourth century, received information about geographical regions in his book Qitab al-Buldān. This book was chosen because it was written in the first four centuries when rihla activities continued intensively. The aim of the study is to reveal the contributions of the muhaddiths participating in the rihla activity to Islamic Geographer with concrete evidence as determined in the preliminary study. When this purpose is realized, it will be determined that the tradition of rihla, which has a very important place in the science of hadith, is not limited to the science of hadith, but also a source of many sciences, especially Islamic Geographer. In the study, by scanning the relevant work, those who were muhaddith were identified among the people to whom İbn al-Faqih conveyed information. Then, brief information about these muhaddiths was given from the books of tabaqat and tarajim, their narrations in hadith sources were mentioned, and Ibn al-Faqīh’s quotes from them were mentioned. As a result of the study, it was determined that İbn al-Faqih had 18 muhaddith sources. Among these, the muhaddiths that Ibn al-Faqih benefited from the most are Abū Saʿīd al-Asmaʿī with twelve, Abū ʿAmr ʿĀmir b. Sharāhīl al-Shaʿbī with eight, Ibrāhīm b. ʿUyayna al-Kūfī and Abu'l-Abbas Isa b. Muhammad b. Isa al-Marwazī with three each. Ibn al-Faqih conveyed only one piece of information from each of the twelve muhaddiths. When we look at the information conveyed by Ibn al-Faqīh from muhaddith sources, it is seen that in addition to some topographic information, there is also important information about human and physical geography, the sub-branches of the science of Geography. The information conveyed by historical sources can be about the geographical features of the relevant city, as well as the political events that took place in that city, the events that happened in the city, and the wars that took place in the city. Based on the data obtained as a result of the study, it was understood that the rihlas made to learn hadith were not limited to this purpose only, but also information about the political and sociocultural situation, especially the geographical information of the cities visited, was collected and transferred. It would be beneficial to subject this study, which is only based on a single work, to wider studies in order to reveal the broad contribution of rihle activities to the Islamic scientific tradition.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2024 |
Submission Date | January 9, 2024 |
Acceptance Date | February 21, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Hitit İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.