Bu araştırmanın konusu Arapça’nın yaşayan lehçelerinin bir varyantı olan Harran lehçesidir. Harran, Şanlıurfa sınırları içerisinde bulunan bir ilçedir. Konumu itibarıyla güneyinde Suriye, Akçakale (Tel Abyad) ile güney doğusunda Ceylanpınar (Ra’su’l-Ayn) ile kuzey doğusunda Viranşehir gibi yerlerle çevrili, coğrafi yapısı bakımından yüksek olmayan dağ, yayla ve höyükleri çok olan düz bir araziden oluşur. Zikredilen bölgedeki insanlar tamamen veya çoğunlukla Arap kabilelerinden oluşmaktadır. Bu bölgedeki ilk Arap unsurlarının oluşumu M.Ö. Arap kabilelerinin kuzeye doğru göçleriyle başlamış ve İslâm’ın ilk asrındaki fetihlerle birlikte giderek artmıştır. Çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Harran’ın değeri İslamiyet’in doğuşuyla daha da artmış, önemli bir kültür merkezi hâline gelmiştir. İlim ve kültür şehri Harran’ın saadet ve ikbal dolu günleri Moğol istilasına kadar sürmüş, bu acı olay sonrasında Harran’ın önemli âlimleri diğer beldelere göç etmek zorunda kalmıştır. Harran Ovası, geçmişte bedevîler olarak bilinen ve konargöçer yaşayan yüzden fazla Arap kabile ve aşiretine ev sahipliği yapmaktadır.
Arap dili literatüründe fasih Arapça’yı kayda alan dilbilimcilerin istişhad ve orijinal Arapça dil kaynaklarını tedvin için başvurdukları sözlü kaynaklar daima bedevîler olmuştur. İpek Yolu güzergâhındaki konumu ile özel coğrafi durumundan ötürü fasih Arapça’ya yakınlığı ile bilinen Harran lehçesi, sözlü kültürü sayesinde günümüze kadar korunabilmiştir. Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle değişim ve dönüşümlerin çok daha hızlı oluşu, bu araştırmanın önemini daha fazla perçinlemiştir. Dilin hiç durmadan yaşadığı değişim ve dönüşüm onun kayıt altına alınmasını zorunlu hale getirmiştir. Tarihte oldukça köklü bir yapıya sahip olmasına rağmen Harran Arapçası artık değişim ve dönüşümü çok daha hızlı yaşamaktadır. Bu sebeple Harran Arapçasının sahip olduğu karakteristik özelliklerin ele alınması kaçınılmaz olmuştur. Bu çalışmamızda Harran Arapları hakkında tarihi bilgilere kısaca yer verdikten sonra, Harran Arap lehçesinin tanımı ve nereden geldiği, Kur’an dili olan fushaya yakınlığı veya uzaklığı ile diğer lehçelerle ortak yönleri ve onlardan farklı özellikleri üzerinde durulacaktır. Harran Arap lehçesinin dil ve üslup özellikleri ile fonetik ve morfolojik durumu da ele alınacaktır. Günümüze sözlü kültür sayesinde ulaşan Harran Arapçası, fusha denilen standart Arapçaya çok yakındır. Çalışmamızda bunun sebepleri kısaca belirtilecek, ayrıca tarihe mal olmuş meşhur Arap lehçelerinin (istinṭâʾ, keşkeşe, ‘an‘ane, naḥt, ibdâl ve ekelûnî el-berâgîs gibi) dil özelliklerine işaret edilecektir.
Bu çalışmada, Harran Arapçasında tesniye yerine cemi’ siygası kullanıldığı, örnek isim ve fiil cümleleri ile gösterilecektir. Bazı darb-ı mesellerle onun cümle yapısı ortaya konacaktır. Harran Arapçasında günümüzdeki pek çok sözlükte rastlanması zor olan ve mevcut lehçelerde pek az kullanılan kelimeler örnek gösterilerek aslında bu lehçenin ne kadarda eski bir bedevî lehçesi olduğu güneyinde Suriye’nin Rakka ve Deyrizor lehçeleriyle olan yakın benzerliğiyle görülecektir. Coğrafi yapısı bakımından civarındaki lehçelerden çok az etkilenen bu lehçenin Arapçanın yazılı literatüründen uzak olmasına rağmen kendini nasıl koruyabildiği ve bunun sebepleri kısaca belirtilecektir. Sonuç itibarıyla Harran Arapçasının karakteristik özellikleri bu araştırmada ele alınmaktadır. Bu araştırma neticesinde ülkemizde yaşayan Arapların sahip olduğu Arapça dili sayesinde, Türkiye ile diğer Arap ülkeleri arasındaki kültürel, siyasi ve sosyal ilişkinin güçlenmesine katkı sağlayacakları aşikardır.
This study is about the Ḥarrān dialect, which is a variant of the living spoken dialects of Arabic. Located in Şanlıurfa today, Ḥarrān is a district surrounded by Syria, Akçakale (Tell Abyaḍ) and Ceylanpınar (Raʾs al-ʿAyn) in the southeast and Viranşehir in the northeast. Its geographical structure consists of a flat land with many mounds, mountains and lands that are not very high. Almost all people in the region belong to Arab tribes. The presence of the Arab population in this region dates back to the migration of Arab tribes to the north and gradually increased with the initial conquests of Islam. The value of Ḥarrān, which has hosted various civilizations, increased with the birth of Islam, and it became an important cultural centre. The colourful and rich culture of the Ḥarrān city continued until the Mongol invasion, which led Ḥarrān's important scholars to migrate to other regions. While the entire Ḥarrān plain hosts more than a hundred different Arab tribes, these are known as Bedouins, leading a nomadic life.
Many linguists, who have recorded the fluent Arabic in Arabic literature to collect original sources of the language, have always relied on Bedouins. Due to its location along the Silk Road route and its unique geographical position, the Ḥarrān Dialect, known for its proximity to fluent Arabic, has been preserved to this day through oral culture. This study is highly critical because changes and transformations are much faster today, due to globalization. The constant change and transformation of the language has made it mandatory to record it. Although it has a very deep-rooted structure in the past, Ḥarrān Arabic is now experiencing change and transformation much faster than ever. For this reason, it is inevitable that the features of Ḥarrān Arabic be examined. After providing brief historical information about the Ḥarrān Arabs, this study defines the Ḥarrān dialect. It also addresses such questions as where it came from, how close it is to fluent Arabic, the language of the Qurʾān, why it is related to Muḍār tribes, and what common features it has shared with other dialects over time. Moreover, it discusses the phonetic and morphological aspects of the linguistic and stylistic features of the Ḥarrān Arabic dialect. Ḥarrān Arabic, which has survived up to the present day through oral culture, is very close to standard Arabic, which we call faṣīḥ. In addition to briefly stating the reasons for this, our study analyses the characteristics of famous Arabic dialects (such as istinṭāʾ, kashkasha, ‘an‘ana, naḥt, ibdāl, and akalūnī al-barāghīth).
This study uses some example sentences to show that Ḥarrān Arabic uses plural instead of dual. Its sentence structure is clarified via some proverbs. By illustrating some vocabulary in Ḥarrān Arabic, which is difficult to find in many dictionaries today as they are rarely used in current dialects, the present study reveals how ancient this Bedouin dialect is. It addresses the reasons why it has survived as an original dialect despite being far from the written literature of Arabic, due to its geographical structure, and why it has been slightly affected by the dialects spoken around. In short, the features of Ḥarrān Arabic are examined in this study. As a result of this research, it is obvious that, thanks to the Arabic language spoken by the Arabs living in our country, the Arabs living in our country will contribute to the strengthening of the cultural, political and social relations between Turkey and other Arab countries.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2021 |
Submission Date | August 14, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 46 |