The different concepts related to sin were used in the Qur’an. The question, whether the Prophet committed a sin or not, was determined with some difference of oppionions in the concept of ‘ismat’. In this article, we examined that the possibility of the Prophet`s committing sin according to ayats which are addressing directly to the Prophet Muhammad by warning him, in the Qur’an`s example of surah an-Nisa/105 and more. While some muslim interpreters explain this incident which is caused the revelation of the ayats, the others remark the divine aim of these same ayats and its` lasting message. Inherently, this fact requires to take the situation of the Prophet into consideration. Although the ayats address directly to the prophet himself, there is no information about committing sin of the Prophet. Consequently, the address contains all (muslim) obligants those who are entitled to judge. We conclude that attitude of the Prophet was not considered as sin, on the contrary, divine aid reach to him and Allah protect his messanger against adverse conditions. And we can say that the manner of addresses in ayats is about the Qur’anic wording.
Kur’an’da günah ile ilgili farklı kavramlar kullanılmıştır. Peygamberlerin günah işleyip işleyemeyeceği meselesi de bazı görüş ayrılıkları bulunmakla birlikte ismet kavramı ile tanımlanmıştır. Bu çalışma, Kur’an’da yer alan ve Hz. Peygamberin şahsına hitap ederek emir ve nehy kalıbında kendisini uyaran konuların günah kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunu Nisa suresi 105 ve devamındaki ayetlere konu olan bir mesele örnekliğinde incelemektedir. Müfessirlerin bir kısmı ayetlerin inişine neden olan olayı merkeze alarak konuya açıklama getirirken, bir kısmı da ayetlerdeki murad-ı ilahinin ne olduğuna ve her döneme hitap eden mesajına dikkat çekmektedir. Bu da doğal olarak Resûlullah’ın (s) olaydaki konumunu değerlendirmeyi zorunlu kılmıştır. Ayetlerde her ne kadar hitap elçiye olsa da onun bu fiili işlediğine dair hiçbir bilgi bulunmamaktadır. O halde hitap hüküm verme makamında olan her mükellefi kapsamaktadır. Onun kanaatinin günah kapsamında değerlendirilemeyeceği, aksine adaletin tecelli etmesinde kendisine ilahi yardımın geldiği ve Allah’ın, elçisini olumsuz sonuçlara yol açan meselelerde daima koruduğu anlaşılmaktadır. Ayetlerdeki hitap tarzının Kur’an’ın üslup özelliği ile ilgili olduğu görülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 16 Issue: 32 |