Historical works rendered in Greek during the Ottoman period are not widely known and used in Ottoman studies and are not typically regarded as part of Ottoman historiography. One such work was written by Athanasios Komnenos Hypsilantis in almost forty years and was only partially published—namely the section narrating the period between 1453 and 1789—in the year 1870 under the title Ta Meta tin Alosin. This book has been so far used mostly in studies written in Greek, and despite its importance, has not been used widely in Ottoman studies. Due to his Phanariot origins, Hypsilantis received a good education and served in prominent posts. Due to his social status and networks, he was in a position to make first-hand observations on matters related to the Orthodox Church, the principalities of Wallachia and Moldavia, and finally the Russian-Ottoman relations. For this reason, Hypsilantis’ work offers valuable material for historians on these issues from a different perspective. In this article I will first attempt to shed light on the history of the Hypsilantis family as a case study of how a Phanariot family comes to prominence in the Ottoman World. Then, I will look at the content and style of Hypsilantis’ work as well as his life and examine his observations on the affairs of the Orthodox Patriarchates and how he positions himself in these matters. Finally, I will ponder on the reasons behind the disregard for works in Greek such as Hypsilantis’ in Ottoman historiography despite their importance in Ottoman studies.
Osmanlı döneminde Rumca yazılmış tarih çalışmaları Osmanlı tarihçiliğinde fazla bilinmemekte ve kullanılmamakta, Osmanlı tarihyazımındaki yerleri yeteri kadar değerlendirilmemektedir. Bu çalışmalardan biri de Athanasios Komnenos Hypsilantis’in yaklaşık kırk yılda tamamladığı ve 1453-1789 yıllarını anlatan kısmı 1870 yılında yayınlanmış olan Ta Meta tin Alosin’dir. Bugüne kadar daha ziyade Yunanca literatürde kullanılan bu çalışma taşıdığı öneme rağmen Osmanlı tarihçiliğinde yeteri kadar değerlendirilmemiştir. Çalışmanın yazarı Athanasios Komnenos Hypsilantis (1711-1789?), Fenerli bir aileden gelmesiyle bağlantılı olarak iyi bir eğitim görmüş, bu sayede önemli mevkilerde hizmet etmiştir. Bulunduğu mevkiler ve bağlantıda olduğu şahıslar sayesinde özellikle kilise meselelerinde, Eflak ve Boğdan voyvodalıklarıyla ilgili olaylarda ve daha sonra Ruslarla olan ilişkilerde yakından gözlem yapabilecek bir konumda yer almıştır. Bu sebeple Hypsilantis’in çalışması özellikle bu meselelerde farklı bir açıdan sunulan zengin bir içeriğe sahiptir. Bu makalede öncelikle Fenerli bir ailenin Osmanlı dünyasında önemli bir konuma ne şekilde geldiğine güzel bir örnek oluşturan Hypsilantis ailesinin tarihi aydınlatılmaya çalışılacaktır. Daha sonra Hypsilantis’in hayat hikayesiyle paralel olarak çalışmasının içeriği ve üslûbu hakkında daha detaylı bilgi verilecek, Hypsilantis’in Ortodoks kilisesi ve Patrikhanelerin problemlerine dair gözlemleri ve kendini bu meselelerde nasıl konumlandırdığını tespit etmek amacıyla bu konuda yazdıklarına göz atılacaktır. Son olarak Hypsilantis’in çalışması gibi Rumca eserlerin Osmanlı tarihçiliğinde önemli bir yeri olmasına rağmen neden gözardı edilmiş olabileceğinin muhtemel sebepleri değerlendirilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2018 |
Submission Date | July 10, 2018 |
Acceptance Date | September 24, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 35 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.