This paper focuses on the question of blasé attitude that has turned into an extent of modern culture and into an ordinary manifestation of everyday life. The term blasé attitude, which was used firstly by Georg Simmel as sociological case peculiar to the urban life, is dealt with in this article as human condition that cannot be reduced to spatial borders. In this study, blasé attitude, which has more destructive feature as against melancholia, is methodologically debated through the cinematic characters of the film Ahlat Ağacı (The Wild Pear Tree, 2018) directed by the Turkish filmmaker Nuri Bilge Ceylan. Thus, the cinematic projection crystallises competently the issue of blasé attitude that is grey, depressed and pessimistic affect. As seen in Ceylan’s films, modern individuals face off not only against the Other but also against their existence, conscience and given values. Moreover, there is no obvious showdown among sides. This article examines blasé attitude as individually-experienced social manner beyond urban and rural cultures zooms and essentially as modern human catastrophe.
Bu çalışma modern kültürün bir uzantısı ve gündelik yaşamın olağan bir dışavurumuna dönüşen bıkkınlık (blasé attitude) sorunsalına odaklanmaktadır. İlk kez Georg Simmel tarafından daha çok kent yaşamına özgü mekânsal bir durum olarak tanımlanan bıkkınlık, bu makalede ise kentin sınırlarına indirgenemeyen genel bir insanlık durumu olarak ele alınmaktadır. Melankoliye kıyasla yıkıcı doku taşıyan bıkkınlık tavrı, bu çalışmada Türk yönetmen Nuri Bilge Ceylan yönettiği Ahlat Ağacı (2018) filminin karakterleri üzerinden tartışılmaktadır. Bir yöntem olarak bu sinemasal izdüşüm, gri, depresif ve karamsar bir duygulanım olan bıkkınlık meselesini yetkin bir şekilde inceleme imkânı sunmaktadır. Ceylan’ın filmlerinden görüldüğü üzere, modern birey artık yalnızca öteki ile değil; kendi varlıkları, vicdanları ve verili değerlerle karşı karşıyadır. Dahası, taraflar arasında açık bir hesaplaşma da söz konusu değildir. Bıkkınlığı kent ve taşra kültürlerinin ötesinde bireysel düzeyde tecrübe edilen bir toplumsal vakıa olarak inceleyen bu makale, bıkkınlığa temelde bir modern insan katastrofisi olarak yaklaşmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Tüm Sayı |
Authors | |
Publication Date | March 17, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 8 Issue: 15 |