Politik aktörler ve medya neredeyse ilk zamanlardan beri kamu gündemi üzerinde etkili olabilmeyi amaç edinmiştir. Bu çalışmada gündem belirleme kuramı çerçevesinde medya gündeminin nasıl belirlendiğine odaklanılmakta, Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilimli ilişkinin iki ülke medyasında nasıl ele alındığı karşılaştırmalı bir şekilde incelenmektedir. Çalışmanın temel hipotezi “rastlantısal” bir olay olan ve Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depreminin iki ülke medyasının gündemini ve haberlerde kullanılan dili radikal bir şekilde değiştirdiğidir. Çalışmada, “Milliyet” ile “Proto Thema” gazetesinin web sayfasında 6 Ekim 2022 ile 6 Mart 2023 tarihleri arasında yayınlanan haberler, içerik analizi yöntemi ile belirli temalar çerçevesinde incelenmiş; elde edilen veriler deprem öncesi ve deprem sonrası olmak üzere iki bölüm şeklinde değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Bu değerlendirmede ulaşılan bulgulardan elde edilen veriler sonucunda, deprem öncesi yayınlarda her iki gazetenin de gündeminin belirlenmesinde Türkiye ve Yunanistan arasında geçmişe uzanan gerginliklerin ana tema olduğu görülmüştür. İki ülkenin de medyasının gündeminde yer alan haberlerin gerginliği tırmandıran ve kışkırtıcı bir dil ile yazıldığı tespit edilmiştir. Türk ve Yunan medyasının gündemini asıl belirleyen gücün politik aktörlerin söylemleri ve diğer basın kuruluşlarının yayınladığı haberler olduğu görülmüştür. Fakat 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de meydana gelen ve yaklaşık 50 bin insanın ölümüne neden olan 7.7 büyüklüğündeki deprem sonrası dönemi incelediğimiz çalışmanın ikinci bölümünde iki gazetenin gündeminde çarpıcı ve kökten bir değişimin yaşandığı görülmüştür. Araştırmanın sonucunda, deprem öncesi dönemde Türk ve Yunan gazetelerinin gündeminde ön sıralara çıkan, gerilime neden olan problemlerin depremin ardından da orta yerde durmasına ve bu problemlere çözüm üretilememesine rağmen gündemin radikal bir şekilde değiştiği görülmüştür. Bunun nedeni ise kamunun gerçek gündeminin medya gündeminin belirlemesinde etkili olduğudur. 6 Şubat depremini uluslararası ilişkiler ve medya bağlamında farklı bir perspektiften ele alan, Türk-Yunan ilişkilerinde yalnızca medya ve politikacıların değil halkın da etkili olduğunu gösteren ve gündem belirlemede medya ve politika kadar kamunun da etkili olduğunu ortaya koyan çalışmamızın alanda çalışan akademisyenlere katkı sunacağı düşünülmektedir.
Political actors and the media have aimed to be effective on the public agenda almost from the very beginning. This study focuses on how the media agenda is determined within the framework of agenda setting theory, and how the tense relationship between Turkey and Greece is handled in the media of the two countries in a comparative way. The main hypothesis of the study is that the 6 February earthquake in Turkey, which is a "random" event, radically changed the agenda of the media of both countries and the language used in the news. In the study, the news published on the web page of “Milliyet” and “Proto Thema” newspaper between 6 October 2022 and 6 March 2023 were analyzed within the framework of certain themes with the content analysis method; The data obtained were evaluated in two parts, pre-earthquake and post-earthquake. As a result of the data obtained from the findings obtained in this evaluation, it was seen that the tensions dating back to the past between Turkey and Greece were the main theme in determining the agenda of both newspapers in the publications before the earthquake. It has been determined that the news on the agenda of the media of both countries are written in a language that escalates the tension and is provocative. It has been seen that the main power that determines the agenda of the Turkish and Greek media is the discourses of political actors and the news published by other media outlets. However, in the second part of the study, in which we examined the period after the 7.7 magnitude earthquake that occurred in Turkey on February 6, 2023 and caused the death of approximately 50 thousand people, it was observed that there was a striking and radical change in the agenda of the two newspapers. As a result of the research, it was seen that the agenda changed radically, although the problems that were at the forefront of the agenda of Turkish and Greek newspapers in the pre-earthquake period and that caused tension remained in the middle after the earthquake and no solution could be found for these problems. The reason for this is that the real agenda of the public is effective in determining the media agenda. It is thought that our study, which deals with the February 6 earthquake from a different perspective in the context of international relations and media, shows that not only the media and politicians are effective in Turkish-Greek relations, but also the public, and reveals that the public is as effective as the media and politics in setting the agenda, it is thought that it will contribute to the academicians working in the field.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Journalism Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 25, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 15 Issue: 4 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)