Yüksek yapıların geçmişi 19.yüzyıla dayanmasına rağmen, 2000’lerden itibaren dünya genelinde yüksek yapılarda hızlı bir artış yaşanmıştır. Ülkemizde bu gelişmeden payını alarak, yüksek yapı üretiminde son yıllarda önemli bir konuma ulaşmıştır. Bu çalışmada, ülkemizde yüksek yapıların artan öneminden, kentsel görünürlüğünden ve terminolojideki eksiklikten yola çıkarak, yüksek yapı kavramı problematize edilmiştir. Yüksek yapı kavramının net bir çerçevesini sunabilmek hedeflenmiştir. Ülkemizdeki standart ve yönetmeliklere göre yüksek yapılar yalnızca yükseklik limitlerine göre tanımlanmaktadır. Kentsel koşullar, karakteristik özellikler hesaba katılmaksızın yapılar tanımlanmaktadır. Yüksek yapılar baskın kütleleri ve yükseklikleri ile kentlerin dokusu ve silüeti üzerinde büyük bir etki yaratma potansiyeline sahiptirler. Dolayısıyla yüksek yapıların bağlamsal verilere göre tanımlanması ve yükseklik limitlerinin belirlenmesi, kentlerin özgün doku ve karakterinin korunabilmesi bakımından önemli ve gereklidir. Bu çalışma kapsamında toplam 4 kıtaya (Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya) ait 23 adet yüksek yapı tasarım kılavuzunda yer alan yüksek yapı tanımlamaları incelenmiştir. Yüksek yapı tanımlamalarında, kentsel silüet, çevredeki yapı stoğu, yol genişlikleri, kentsel etki değeri gibi kentlere özgü farklı bağlamsal verilerin belirleyici faktörler olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak; elde edilen bilgiler doğrultusunda ülkemizdeki yüksek yapıların tanımlanmasına ilişkin kavramsal çerçeve tartışılmıştır.
Although the history of tall buildings dates back to the 19th century, there has been a rapid increase in tall buildings worldwide since the 2000s. Taking its share from this development in our country, it has reached an important position in the production of high-rise buildings in recent years. In this study, the concept of high-rise building is problematized based on the increasing importance of high-rise buildings in our country, their urban visibility and the lack of terminology. It is aimed to present a clear framework of the concept of tall building. According to the standards and regulations in our country, high-rise buildings are defined only according to their height limits, without taking into account urban conditions and characteristic features. Defining tall buildings according to contextual data and determining their height limits are important and necessary in terms of preserving the original texture and character of cities. Within the scope of this study, the definitions of tall buildings in 23 high-rise design guides belonging to 4 continents (Europe, America, Africa and Asia) were examined. It has been determined that different contextual data specific to cities such as urban silhouette, surrounding building stock, road widths, urban impact value are the determining factors in the definition of tall buildings. In conclusion; In line with the information obtained, the conceptual framework for the definition of tall buildings in our country has been discussed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History and Theory of the Built Environment |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | January 31, 2024 |
Publication Date | January 31, 2024 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 15 Issue: 42 |