Hukuk uygulamacılarının Anayasa’nın madde 90/son hükmü gereğince bir uluslararası sözleşme hükmünü ve bu hükme anlamını veren uluslararası organların kararlarını “esas alması”, köken itibarıyla yabancı dilde kaleme alınmış olan bir normun ulusal hukukta uygulanması anlamına gelir. Ancak uluslararası hukukun iç hukukta uygulanmasında, Türkiye öğretisinde büyük ölçüde ihmal edilmiş pek çok teknik güçlük bulunmaktadır. Bu makalede uygulamacıların çok sayıda uluslararası hukuk kaynağı arasından yararlanmaları gereken hukuku nasıl bulacağı; yabancı dilde verilmiş bir bağlayıcı mahkeme kararının hangi usulle Türkçeye çevrilip uygulanacağı, resmî çevirilerdeki eksiklik ve yanlışlıklar gibi sorunlar üç başlık altında ele alınmaktadır. Makalede uygulanması gereken uluslararası hukuku bulabilme sorununa çözüm olarak ulusal hukuku esas alan ve ilgili kararları özlü biçimde yansıtan çevrim içi bir şerh çalışması önerilmektedir. Yine her kararın gereğinin AYM, diğer yargı kolları, yasama ve yürütme tarafından yerine getirilip getirilmediğini sınayan şeffaf bir sistem kurmak da bir diğer yararlı yöntem olacaktır. Makalede ayrıca “yargıç, hukuku resen uygular” (“iura novit curia”) ilkesinin yabancı dildeki bağlayıcı mahkeme kararları için de geçerli olduğu savunulmaktadır. Dolayısıyla uluslararası mahkeme kararlarını anlayıp uygulayabilecek dil bilgisine sahip yargıçlar, bu bilgilerinden yararlanabilmelidir. Yabancı dil bilgisine sahip olmayan yargıçlar için kararların Türkçeleştirilmesi gereğinde ise, ideal olarak, Paris İlkeleri’ne göre akreditasyon almış özerk/bağımsız bir ulusal insan hakları kurumu tarafından yerine getirilmelidir. Bu itibarla çalışmada henüz uluslararası akreditasyonu olmayan ulusal insan hakları kurumumuz Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun Paris İlkeleri’ne uygun olarak yeniden biçimlendirilmesi ve işleyişinin bu ilkelere uygun hâle getirilmesi gereğinin altı çizilmektedir.
Uluslararası Sözleşmeler Milletlerarası Andlaşmalar Uluslararası Mahkeme Kararları Uluslararası Sözleşmelerin Çevirisi Iura Novit Curia
The Turkish Constitution provides that in case of a conflict, concerning fundamental rights and freedoms, between international treaties and national laws, the international treaty should prevail. This obligation requires the national decision-makers to directly implement the applicable international norms, despite these norms being made in a foreign language. The implementation of these international norms poses several practical difficulties, which have been grossly overlooked in Turkish literature. This article deals with three such significant problems. The first problem is finding the appropriate norm to implement, among the myriad of international legal sources.
The second problem is the procedure of translating binding international norms into Turkish. The third is the process of rectifying the incomplete or inaccurate official translations of international treaties. It is propounded that these problems can be solved by introducing two new mechanisms, one facilitating the practitioners’ access to relevant international norms and one monitoring their compliance with these norms.
It is further argued that the principle of iura novit curia also applies to laws made in a foreign language, and domestic decision-makers should be allowed to use their language proficiency. For those lacking that proficiency, an autonomous and independent national human rights institution should undertake the task of swiftly translating the relevant international norms into Turkish.
International treaties International agreements International court judgments International treaty translations Iura Novit Curia
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 80 Issue: 1 |