Türk Medeni Kanunu’nun bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kişinin kısıtlanmasını emredici biçimde düzenleyen m. 407/1 hükmü ile bununla bağlantılı olarak aynı Kanun’un infazın başladığı hususunun bildirilmesine ilişkin m. 407/2 ve bu tür vesayetin sona ermesine ilişkin m. 471 hükümleri, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Yürürlüğe girmesi ertelenen bu iptal kararının ortaya çıkaracağı hukuki boşluğu ve uygulamada yaşanabilecek tereddütleri gidermek amacıyla kanun koyucu, söz konusu hükümleri yeniden düzenlemiştir. Yapılan değişiklikler sonucunda özgürlüğü bağlayıcı ceza, bu kez daha farklı koşullar altında olmakla birlikte, vesayeti gerektiren hallerden biri olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bu kapsamda, asgari olarak belirli süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezası infaz edilmeye başlanan her ergin kişinin kısıtlanması gerektiği yönündeki düşünce terk edilmiştir. Yeni düzenlemeyle birlikte kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişinin, salt özgürlüğü bağlayıcı cezasının infaz edilmesinden ötürü, talebi olmaksızın kısıtlanması mümkün değildir. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezası infaz edilen kişiler bakımından ise bunların kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde vesayet makamı tarafından resen kısıtlama kararı verilebilir. Özgürlüğü bağlayıcı cezası sebebiyle kısıtlanan kişi üzerindeki vesayet, bu cezanın hukuka uygun bir şekilde sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. İnfaz sürecinde özgürlüğü bağlayıcı cezanın toplam beş yıldan az kalması durumunda kişinin talebi doğrultusunda üzerindeki vesayetin sona erdirilmesi gerekir. Özgürlüğü bağlayıcı cezanın toplam süresinin beş yıl veya daha fazla olması durumunda ise kişinin talebi üzerine inceleme yapacak olan mahkeme, kişiliğin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması durumunu tespit etmesi halinde vesayetin sona ermesine karar verebilir.
The provision of Article 407/1 of the Turkish Civil Code, which mandates that every adult who has been sentenced to a term of imprisonment of one year or longer, along with the related provisions of Articles 407/2 and 471 of the same Code, have been annulled by the Constitutional Court. To address the legal vacuum and potential uncertainties in practise arising from the delayed implementation of this annulment decision, the legislator has reorganised the relevant provisions. Because of these amendments, custodial sentences will continue to exist as a condition requiring guardianship, albeit under different conditions. In this context, the idea that every adult who begins to serve a custodial sentence of a minimum fixed term duration should be restrained has been rejected. With the new regulation, it is not possible to restrict an adult who is in a penal institution for the execution of a finalised prison sentence without his or her request for this reason. For persons who have been sentenced to a total of five years or more of finalised imprisonment, a restraining order may be issued ex officio if deemed necessary for the protection of their personality or assets. The guardianship of a person who is restricted due to their custodial sentence shall be terminated automatically upon the lawful termination of this sentence. If the total sentence of imprisonment during the execution process is less than five years, the guardianship over the person must be terminated upon the request of the person. If the total imprisonment is five years or more, the court, which will conduct an examination upon the request of the person, may decide to terminate the guardianship if the reason for the protection of personality or assets disappears.
Guardianship Guardian Restricted Custodial Sentence Protection of Personality Protection of Assets
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environmental and Resources Law (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 11, 2024 |
Submission Date | March 1, 2024 |
Acceptance Date | July 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 82 Issue: 2 |