Yield and
yield components is one of the key objectives of the legume breeding program
worldwide. Information on these traits
is required for the selection of desirable types and efficient utilization of
the genetic diversity in dry bean improvement program. Local landraces of dry
beans grown over long time period are more resistant to low input growing
conditions its genetic and morphologic properties and quality is more
acceptable by the growers. From this perspective, 83 dry bean landraces were collected from different bean growing areas of Western Anatolia Region
of Turkey in 2015-2016. The dry bean
landraces were grown on the experimental farm of Abant Izzet Baysal University,
Bolu during 2016 growing season. A single plant from each dry bean landrace was
selected according to morphological characterization results and
weighted scaling method, and twenty (8
climber and 12 bush types) dry bean lines were accepted as promising. In the present study,
yield and yield components of 12 dry bean lines and 2 commercial cultivars were
compared in Bolu province under western black sea ecological condition of
Turkey. The experiment was arranged in a Randomized Block Design with three
replicates in 2017 growing season on the experimental farm of Abant Izzet
Baysal University. Emergence percentage (69.50-96.00%), days to flowering 50%
(48.00-52.00 days), days to maturity (86.00-107.33 days), plant height
(37.20-58.30 cm), height to first pod (12.50-19.00 cm), number of branches per
plant (6.25-8.25), number of pods per plant (16.96-41.50 pods), seeds per pod
(4.00-6.40 seeds), seed yield per plant (25.41-96.83 g plant-1) and
100 seeds weight (29.82-55.35 g) were determined according to IPGRI and EU-CPVO
criteria. As a result, lines ÇNK-2, ÇNK-4, YLV-28, YLV-32 and BLCK-7 had
superior with respect to yield and yield components and hence selected advanced
promising lines will be transferred to regional yield trials required for the
official procedures of cultivar registration.
Verim ve
verim öğeleri dünya çapında baklagil ıslah programının temel hedeflerinden
birisidir. Kuru
fasulye ıslah programında genetik çeşitliliğin etkin kullanımı ve arzu edilen
tiplerin seçimi için bu özelliklere ait bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Uzun yıllardır yetiştirilen yerel kuru fasulye
popülasyonları, düşük girdili yetiştirme koşullarına genetik ve morfolojik
özellikleri sayesinde daha dayanıklı ve yetiştiriciler tarafından kalitesi daha
kabul edilebilir düzeydedir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye’nin Batı Anadolu
Bölgesi’ndeki farklı fasulye yetiştirme alanlarından 83 yerel kuru fasulye
popülasyonu 2015-2016 yıllarında toplanmış ve 2016 yılı yetiştirme sezonunda
Abant İzzet Baysal Üniversitesi deneme alanında yetiştirilmiştir. Tartılı
derecelendirme ve morfolojik karakterizasyon sonuçlarına göre her bir fasulye
popülasyonundan tek bitki seçilmiş ve 20 kuru fasulye hattı (8 sarılıcı ve 12
bodur) ümitvar kabul edilmiştir. Bu çalışmada, 12 yerel kuru fasulye hattı ile
2 ticari çeşit verim ve verim öğeleri bakımından Türkiye’nin Batı Karadeniz
Bölgesi Bolu ekolojik koşullarında karşılaştırılmıştır. Araştırma, Abant İzzet
Baysal Üniversitesi deneme alanında 2017 yılında tesadüf blokları deneme
desenine göre üç tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çimlenme oranı
(%69.50-96.00), %50 çiçeklenme gün sayısı (48.00-52.00 gün), olgunlaşma süresi
(86.00-107.33 gün), bitki boyu (37.20-58.30 cm), ilk bakla yüksekliği
(12.50-19.00 cm), bitkide dal sayısı (6.25-8.25 adet), bitkide bakla sayısı
(16.96-41.50 bakla), baklada tane sayısı (4.00-6.40 tane), bitki başına tohum
verimi (25.41-96.83 g bitki-1) ve 100 tane ağırlığı (29.82-55.35 g)
IPGRI ve EU-CPVO kriterlerine göre belirlenmiştir. Sonuç olarak, verim
ve verim öğeleri bakımından ÇNK-2, ÇNK-4, YLV-28, YLV-32 ve BLCK-7 üstün
ümitvar hatlar olarak seçilmiş ve bu hatların çeşit tescil için bölge verim
denemelerine aktarılmasına karar verilmiştir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Field Crops |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2018 |
Submission Date | March 22, 2018 |
Acceptance Date | May 15, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 4 Issue: 1 |