This research highlights the long-term relationships between Arabs and Turks and the level of knowledge between them in terms of their languages. In addition to that, the research rapidly reviews the history of the translation movement between Arabic and Turkish clarifying the reasons and needs behind that. The research shows to the need to continue with that translation movement and assures the necessity to be by the two nationalities, especially in the common areas between them to be a supporter factor in building clear and correct perceptions for the future relationship between them. This will help establish a healthy relationship between them, out of stereotyping and generalization, which negatively affect the relationships since the fall of the Ottoman Caliphate and the next era of the formation of modern republics.
This research mentions the availability of the translation movement content in different sides; quality, quantity and accessibility in building those perceptions. On the other hand, the research mentions to the negative effects of some current content and the proposed methods of correcting and enhancing it in an arranged vision that support in organizing the current unplanned efforts in the translation sector. These efforts will help the researchers and readers to get this content in way that meets the need of the cultural library as well.
Finally, the research highlights the historical development in the relationships between Arabs and Turks, where not only scientific, religious and political motives require the translation movement as it appears throughout the most stages of that relationship between any two nationalities, but also the two economic and military motives have also arisen. All that motives combined make the need for translation more important.
Çalışmada Türkler ve Araplar arasındaki tarihsel ilişkilerden yola çıkılarak, iki toplum arasındaki dil alışverişi incelenmiştir. Arapça ve Türkçe arasında tercüme faaliyetleri tarihin farklı dönemlerinde çeşitli gerekçelerle yoğunlaştığı görülmektedir. İki dil arasındaki tercüme faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi her iki toplum açısından önemli görülmektedir. Nitekim tercümenin bir toplumun düşünce yapısının bir diğerine aktarılmasında yadsınamaz bir rolü bulunmaktadır. Makalede, tercüme faaliyetlerinin Osmanlı dönemindeki durumu ele alındığı gibi günümüze kadar olan süreç de incelenmiştir. Tercüme edilme potansiyeli bulunan materyallerin değerlendirmesinin yanında tercümede karşılaşılan problemlerin ele alındığı çalışmada, nasıl bir tercüme metodu izlenmesi gerektiği hususunda çözüm önerileri de sunulmaya gayret edilmiştir. Tarihsel süreç incelendiğinde genel itibarıyla iki dil arasındaki tercüme faaliyetlerinin dinî ve siyasi gayelerle olduğu anlaşılmaktaysa da bunun yanında ticari ve askerî hedeflerle yapılan tercümelerin de ön plana çıktığı söylenebilir.
Araştırma neticesinde Türklerin İslam’a girişinden günümüze kadar olan süreçte Türkçeden Arapçaya çok zengin bir çeviri mirası bırakıldığı net bir şekilde görülmektedir. Bu çevirilerin daha çok dinî alanda yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Buna mukabil olarak Türkçeden Arapçaya yapılan tercümelerin tarihinin çok eskiye gitmediği, geçtiğimiz yüzyılda sistematik hâle geldiği görülmektedir. Yapılan tercümelerin daha çok edebiyat türü eserleri kapsadığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber son dönemde Türkçeden Arapçaya yapılan tercümelerin sayısında gözle görülür bir artış olduğunun da altı çizilmelidir.
Makalenin sonuç kısmında iki dil arasındaki tercüme faaliyetlerinin daha sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için çeşitli tespitlere yer verilmiştir. Bunlardan ön plana çıkanları şunlardır: İki dil arasındaki ortak noktaların pekiştirilmesi, tercümelerin her iki dilde de birbirine yakın bir oranda yapılması, yapılan çevirilerde özellikle akademik çalışmalara öncelik verilmesi. Son olarak tercüme faaliyetlerinin artırılması imkânı açısından, Arapça bilen Türk akademisyenlerin sayısının azımsanmayacak bir düzeyde olduğu, buna mukabil Türkçe bilen Arap öğrenci sayısının son dönemde ciddi artış gösterdiği değerlendirilmelidir.
Primary Language | Arabic |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.