Fıkhın kaynaklarını ve temellerini, bunlardan hüküm çıkarma yöntemlerini konu alan fıkıh usulü ilmi ilk defa Müslümanlar tarafından oluşturulmuş ve geliştirilmiş özgün bir ilim dalıdır. Bu ilme dair günümüze kadar pek çok eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerden birisi klasik fıkıh usûlünün derinliğini ve özelliklerini yansıtan, kendisinden sonraki fıkıh usûlü eserlerine ışık tutan ve Osmanlı medreselerinde uzun süre ders kitabı olarak okutulan Molla Hüsrev’in Mirʾâtü’l-uṣûl fî şerḥi Mirḳāti’l-vüṣûl adlı eseridir. Diğeri de modern dönemi temsilen, bu dönemin etkili fıkıh usûlü metinlerinden olan, halen günümüz eğitim kurumlarında ders kitabı olarak okutulan ve usûl ile ilgili yapılan çalışmalarda çokça atıf yapılan Zekiyyüddîn Şa‘bân’ın Usûlü’l-fıkhi’l İslâmî adlı eseridir. Bu makalede bu iki eserin şer‘î delilleri konu alan bölümleri içerik, üslup ve yöntem açısından karşılaştırılmıştır. Kendi dönemlerinin genel özelliklerini taşıyan iki eser aynı zamanda kendilerinden önceki zengin müktesebâtı özetlemek suretiyle kendilerinden sonraki eserlere de kaynaklık etmişlerdir. Klasik ve modern dönemleri temsil eden bu eserlerin şer‘î delillerden oluşan bölümleri esas alınmıştır.
Mir’âtü’l usûl’ün müellifi Molla Hüsrev 15. Yüzyılda yaşamış, fıkıh ve fıkıh usulüne dair kıymetli eserler ortaya koymuş bir İslam hukuk âlimidir. Mirkâtü’l-vüsûl ve onun şerhi olan Mir’âtü’l-usûl onun fıkıh usulüne dair görüşlerinin anlaşılmasında belirleyici bir öneme sahip olmuştur. Bu eserleriyle klasik fıkıh usulünün önemli bir temsilcisi haline gelmiştir. Mir’âtü’l usûl gerek sistematik yapısı gerek sade ve anlaşılır bir Arapça ile yazılmış olması, hazırlanışında birçok usul ve füru eserinin kaynaklık etmiş olması açısından haklı bir şöhrete sahip olmuş ve fıkıh usulü tarihi açısından da önemli bir yer tutmuştur. Konuların tasnifi ve usul anlayışı açısından Hanefî usulüne (fukaha metodu) göre telif edilmiştir. Ama belli yönlerden de memzûc metodun özelliklerini taşımıştır. Sonraki dönem Hanefî usul eserlerinde olduğu gibi usulün furû‘a tatbikini esas almıştır. Konular Hanefi ve Şafii mezhepleri ekseninde soru cevap şeklinde ele alınmış ve Hanefî mezhebi tarafından kabul edilen görüşle sonlandırılmıştır. Aynı şekilde Hanefî mezhebinin kendi içerisindeki ihtilaflara da yer verilmiş fakat Ebû Hanife’nin görüşü tercih edilmiştir. Modern dönemi temsil eden Usûlü’l fıkhi’l İslami adlı eserin sahibi Zekiyyüddin Şa‘bân da Molla Hüsrev gibi fıkıh ve fıkıh usulü alanında pek çok eser kaleme almıştır. Klasik dönem fıkıh usulü eserlerinin dil, üslup ve metot açısından taşıdığı zorlukları dikkate almış, eserinde usul konularını kolay bir uslupla ve bol örnekle açıklamayı gaye edinmiştir. Konular madde madde, nedenleri ve sonuçları ile birlikte sistematik bir şekilde ele alınmıştır. Yazar konuları dört mezhebin görüşleri çerçevesinde değerlendirmiş, sonunda tercih edilmesi gereken görüşe ve niçin tercih edilmesi gerektiğine dair delillere yer vermiştir. Herhangi bir mezhebin görüşüne öncelik vermemiştir.
Molla Hüsrev şer’î delilleri Kitab, sünnet, icmâ ve kıyas olmak üzere dört ile sınırlandırmış, şer’u men kablenâyı Kitab ve sünnet kapsamında, sahabî kavlini sünnet, örfü de icmâ içerisinde değerlendirmiştir. İstihsan konusunu da kıyas konusu içerisinde ele almıştır. Diğer delillerin de bu dört delilden biriyle amel etmek olduğunu ifade etmiştir. Delilleri Hanefi mezhebine göre fâsid ve fâsid olmayan deliller şeklinde bir ayrıma tabi tutmuştur.
Zekiyyüddîn Şa‘bân şer’î delilleri bilginlerin hüccet kabul edip etmemeleri noktasından değerlendirmiş ve üzerinde ittifak edilen ve ihtilaf edilen deliller olarak sınıflandırmıştır. Kitab, sünnet, icmâ ve kıyas üzerinde ittifak edilen delillerdir. İhtilaflı deliller ise mesâlih-i mürsele, istihsan, istıshâb, örf, şer’u men kablenâ, seddi zerâi ve sahabî kavlidir. İstishabın şer’î deliller içerisinde en son başvurulacak delil olduğuna işaret etmiştir. Her iki eserde de usul kavramlarının tarifinde ve usul kaidelerinin izah edilmesinde pek çok örnek kullanılmıştır. Bu örneklerden bazılarının her iki eserde aynı konularda verildiği görülmüştür.
Uṣūlu'l-fiqh which deals with the sources and foundations of Fiqh and the methods of making judgments from them, is a branch of science that was constituted and developed by Muslims for the first time. Many works have been written until today about that science. One of those works is Mir’ātü’l-uṣūl fî sharḥi Mirkāti’l-vuṣūl, which belongs to Molla Khusrav and was used as a textbook in Ottoman madrasahs for a long time. It reflects the depth and characteristics of the classical uṣūlu'l-fiqh, shedding light on the works of uṣūlu'l-fiqh after it. The other writing that belongs to Zakiyyuddīn Sha’bān, who represents the modern era, is Uṣūlu'l- fiqhi'l İslāmī, and it is still used as a textbook in today’s educational institutions. It is one of the effective Fiqh methodology books of that era and widely cited in studies on methodology. In this article, ecclesiastical evidences of those two works, written in the field of uṣūlu'l-fiqh are compared in terms of style, method, content, and features.
Two works have general characteristics of their period and by summarizing the rich acquis before them, they also became a source for the works that followed them. The parts of those works, representing the classic and modern era, related to religious evidence were based.
Molla Khusrav, author of Mir’ātü’l-uṣūl, is Islamic law scholar. He lived in the 15th century and wrote significant works about Fiqh and its methodology. Mirkātü’l-vüṣūl and its commentary, Mir’ātü’l-uṣūl, have a decisive importance in understanding his views on the method of uṣūlu'l-fiqh. He has become significant representative of classical uṣūlu'l-fiqh thanks to those works.
Mir’ātü’l-uṣūl has a rightful reputation in terms of its systematic structure, written in a plain and understandable Arabic, and the fact that it has been the source of many methodology and furu works, and has an important place in the history of uṣūlu'l-fiqh. In terms of classification of topics and method, it was written according to Hanafi method (Fuqaha method). But in certain aspects, it also have the characteristics of the mamzûc method. It was based on the application of the uṣūl to the furû‘, as in the later Hanafi methodology works. Topics were discussed in the form of question and answer pursuant to Hanefi and Shafi sects and finalized with the view accepted by the Hanefi sect. Same way it also includes disputes that conflicts within the Hanafi sect but opinion of Abu Hanife was preferred. Also, Zakiyyuddīn Sha’bān, who is author of Uṣūlu'l- fiqhi'l İslāmī, which represents the modern era, wrote many works in the field of Fiqh and Fiqh methodlogy like Molla Khusrav. He aimed to explain method issues in easy way and with lots of examples in his work by considering language, wording and method of classic era fiqh methodology works. Topics were taken up systematically, clause by clause, with their cause and effect. Author evaluated topics in the framework of four sects. At the end, he gave a place for the opinion that should be preferred and the evidences about why it should be preferred. He didn’t give priority to the views of any sect.
Molla Khusrav limited the shar‘i evidences as Kitab, sunnah, ijma’ and qiyas. He evaluated shar’u men kablenā within Kitab and sunnah, companion’ views within Sunnah, custom within ijma. He evaluated istihsan within qiyas. He stated that the other evidences are to be taken with one of these four evidences. According to the Hanafi Sect, He classified the evidences as fâsid and non-fâsid proofs.
Zakiyyuddīn Sha’bān evaluated the shar‘i evidences in terms of whether scholars accept evidence or not. He has classified the shar‘i evidences as evidences on which there is consensus and disagreement. Kitab, sunnah, ijma, and qiyas are evidences that agreed upon. Disputed over evidences are masālih-i mursele, istihsān, istishāb, custom, shar'u men kablenā, seddi zerā-i, and expression of companion. He pointed out that istishāb is the last evidence to be resorted among the other religious evidences. In both works, many examples have been used in describing the concepts of uṣūlu'l-fiqh and explaining the rules of uṣūlu'l-fiqh. It was seen that some of these examples were given on the same subjects in both works.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 9 Issue: 2 |