Yazı, insanlığın icat ettiği en güçlü sembolik dildir. Hiç kuşkusuz insan bu dili doğanın kendini semboller ardına gizlediğini gördüğünde ona öykünerek yaratmıştır. Sembolik anlatımda yazıyı takip eden bir diğer dil, mimari üsluptur. Bilhassa mabedler hem uygarlıkların şuur yapısı hakkında bilgi verir hem de kuşaklar ve toplumlar arası bilgi aktarımında hafızayı güçlü kılan bir belge niteliği taşır. Hafızadaki yerinden söz edilen şey tözdür; bütün insanlığın ortak kökeni olan töz! Birbirlerinin mirasçısı olan uygarlıkların mimarilerindeki üslup ile motiflerindeki biçim ve anlam benzerliği tıpkı farklılıkları gibi söz konusu ortak kökenden kaynaklanmaktadır. Kadim uygarlıkların kalıntılarında ekseriyetle karşılaşılan kozmik simgeler, onların evrene dair ulaştıkları bilgileri mimari aracılığıyla kayıt altına alıp nesiller ve kültürler arası sembolik iletişimi sürdürmelerinin yolu olmuştur. Yeryüzünde çok kısa bir süre kalan insan, ebediyetin varlığına olan inancını göğü temaşa ederek perçinlemiştir. Böylelikle ölümsüzlüğüne inandığı ruhunu göğe yükselterek tanrısallığa ermeyi arzular. Niyetini yanlışsız ifade edebilmek için evvela varlığa geldiği doğanın dilini çözmesi, ne söylendiğini anlaması ve karşılık vermesi gerekiyordu. Fakat doğrusal tarih anlayışının iddia ettiği gibi insanlık sürekli gelişen bir seyir izlememekte, bilakis zamanda helezonik bir seyir izleyerek tarihlenmektedir. Yükseliş ve çöküşler hatırlama ve unutma prensibine bağlıdır. Unutma, hem aynı kuşağın insanları arasında hem de farklı kuşaklar arasında iletişim dilinin kopması anlamına gelmektedir. Bir zamanlar göğü yeryüzüne yansıtıp kemale ermeye çabalayan uygarlıklar, bugün gelinen son aşamada göğe çıkarak oradan yeryüzüne hükmetmeye çalışmaktadır. Medeniyetlere dair her iki uçtaki pek çok emareyi toprağında barındıran Anadolu coğrafyasında, şehirlerin karakterinin şekillenmesinde önemli rol oynayan mimari, hafızanın yönlendiriciliğinde toplumların şuur yapısının nasıl şekillendiği ve birbirleriyle etkileşime girdiği hususunda esaslı örnekler sunmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 4, 2020 |
Submission Date | October 27, 2020 |
Acceptance Date | November 27, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 7 |
This work licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Please click here to contact the publisher.