‘Minority’
and ‘indigenous peoples’ are variable concepts that have not been reached to a
claer definition. Nonetheless, well accepted perspective for both is to have
different charecteristics from rest of the population of the state they are
bound to. To prevent human rights violations based upon to this difference, the
issue of collective practice of rights
guaranteed by human rights mechanisms is discussed. In both national and
international dimension, the regulations regarding indigenous peoples comparing
with the ones for minorities are more and clearer. Considering the
international and regional human rights mechanisms, despite some steps,
minority rights could not have provided the quality of collecitivity. In spite
of the argument claimed by international organs and states that, human rights
documents do not envisage the collective practice of minority rights, plenty of
jurists argue the opposite. According to them, international documents should
have a dynamic interpretation which gives rise to the idea that there is no
prevention on the collective practice of rights. Relating to the collective
practice of indigenous rights, it is observed that there is a difference after
1980s, especially 1990s in the politics followed. Beside the draft declarations
prepared as a result of regional actions executed, the most important
development concerning the issue is the ratification of United Nations
Declaration on the Rights of Indigenous Peoples.
Minority rights indigenous rights collective right self-determination self-government.
‘Azınlık’
ve ‘yerli halk’ değişken, henüz net bir hukuki tanıma kavuşmamış kavramlardır.
Bununla beraber, her iki grup için kabul gören bakış açısı, bulundukları devlet
nüfusunun geri kalanından farklı özelliklere sahip olmalarıdır. Bu farklılık
sebebiyle yaşanılabilecek olası insan hakları ihlallerinin önüne geçmek için
söz konusu gruplar bakımından insan hakları mekanizmalarınca teminat altına
alınan hakların kolektif kullanımı meselesi tartışılmaktadır. Gerek ulusal
gerek uluslararası düzeyde yerli halklara ilişkin düzenlemeler azınlıklarla
karşılaştırıldığında daha net ve fazladır. Uluslararası ve bölgesel nitelikli
insan hakları mekanizmalarına bakıldığında, kimi adımlar atılmış olmasına
rağmen azınlık hakları hâlâ kolektiflik niteliğini tam olarak sağlayamamıştır.
Uluslararası organlar ve devletlerce; metinlerin azınlık haklarının kolektif
kullanımını öngörmediği savunulsa pek çok hukukçu uluslararası metinlerin
dinamik yorumlanması gerektiğinden hareketle kolektif hakların kullanımının
önünde engel olmadığını savunmaktadırlar. Yerli halkların kolektif hak
kullanımıyla ilgili olarak ise, 1980'lerden ve özellikle 90'lardan itibaren
izlenen politikada değişiklikler olduğu görülmektedir. Bölgesel olarak
yürütülen çalışmalar neticesinde hazırlanan taslak bildiriler olmakla birlikte,
konuya ilişkin önemli gelişme Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Hakları
Bildirisinin kabulüdür.
Azınlık hakları yerli halkların hakları kolektif hak self-determinasyon özyönetim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2018 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.