Ülkemizde işçi sağlığı ve güvenliği alanına bakış açısı 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile değişmiş, fakat bu kanunun uygulanmasındaki yetersizliklerden dolayı 2013 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe sokulmasıyla bu yetersizliklerin giderilmesi hedeflenmiştir. Yapı sektörü yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde en riskli sektörler içinde bulunmaktadır. Yapı sektöründeki çalışmaları birbirinden bağımsız olarak düşünmek doğru değildir. Yapı sektörünün işleyiş ve ilerleyiş biçimi, farklı zaman aralıklarında çeşitli işlerde çalışanların yapı sahasına girip/çıkmaları mevcuttur. Bahsedilen bütün bu farklı iş ve işçilerin bir araya geldiği yapı işleri çok tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Bu sebeple yapı sektöründe gerçekleştirilecek olan İSG çalışmalarını diğer sektörlere göre daha önemli kılmaktadır. Karşılaşılan en önemli sorunlardan bir tanesi de iş kazalarını önlemek amacıyla geliştirilen risk korunma yöntemlerinden olan kişisel koruyucu donanımlarının ilk öncelikli ve tek güvenlik önlemi olarak kullanılmasıdır. Bu çalışmada, bu algıyı tersine çevirmek ve iş kazalarını azaltacak bulgular bulmak amaçlanmıştır. Çatı faaliyetleri kapsamına, yüksekte çalışma ortamı girmektedir. Bu ortamda yapılan yapım, bakım, onarım ve söküm işlemleri yapılırken ihtiyaç duyulan tüm güvenlik tedbirlerinin alınması ve meydana gelebilecek kaza riskinin minimuma inmesi için; kaza şekillerinin, kaza sebeplerinin neler olduğunun analiz edilmesi ve alınacak önlemlerin neleri kapsadığının belirlenmesi gerekmektedir. Çatı yapımında birçok yapı malzemesi ve inşaat ürününü kullanılmaktadır. Bu sebeple, çalışan personel için pek çok risk unsurunu aynı anda barındırmaktadır. Bu çalışmada çatı işlerinde meydana gelebilecek olası riskli durumlar saptanmıştır. Bu riskler 5x5 Matris risk değerlendirme yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Çatı işleri için yapılan risk değerlendirmesinde, 5x5 Matris risk değerlendirme yöntemi kullanılarak risklere karşı alınması gereken önlemlerin olası can ve mal kaybının önüne geçebilmesi için öneriler sunulmuştur
Occupational health and the process of change in the security of understanding in Turkey, which came into force in 2003, began with the 4857 Act, but because of practical deficiencies and entered into force in 2013, No. 6331 Occupational Health and Safety Act these deficiencies are trying to resolve. Not only in Turkey, the entire construction industry in the world are among the most risky sectors. It is not possible to separate construction processes. Due to the nature of construction works, different working groups can enter / leave the building site at different times. All these different works and the construction works where the employees come together are in a very dangerous class. For this reason, OHS works in the construction sector are more important than other sectors. One of the biggest problems is the perception of personal protectors as the only safety measure in order to prevent occupational accidents in construction. In this study, it was aimed to reverse this perception and find findings that would reduce occupational accidents. Roofing activities are included in working height. In order to take necessary safety precautions during construction, maintenance, repair and dismantling operations in this environment and to reduce the risk of accidents; the types and causes of accidents should be analyzed and the measures to be taken should be determined. Roofing works include many building materials and construction products. For this reason, it has many risk factors for the personnel working at the same time. Possible risky situations that may occur in roofing works were determined. These risks were analyzed using a 5x5 Matrix risk assessment method. The risk assessment for roofing works and the precautions to be taken against these risks are suggested by using 5x5 Matrix Method in order to prevent possible loss of life and property.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 2 Issue: 1 |