The competition between brands with the
globalization started to reveal oneself between cities as well lately. Cities
expedited their advertising activities on the purpose of show their own
characteristics in the international arena, thus “place branding” term has been
located as an important area. The cities
which have the specifications required for being a brand, needs to consider new
and different supremacy topic to present their difference and individuality
with various projects and activities in order to guarantee their existence in
the future.
Disabled people are defined as most
disadvantageous group in the society and they are obliged to struggle with the
difficulties in the social life continuingly. That’s why in the countries of
the world, as well as our country, there are continuing works with the purpose
of making the cities accessible. “Accessible City” Awards which have been
started in European Union structure in 2010, is one of the most important
projects that give the possibility to disabled people access to the life. With
the “Accessible Tourism” titled activity, that has been held by European
Commission European Destinations of Excellence, an excellence criteria has been
created about disabled tourists can travel with comfort and the winner countries have been awarded.
Also in our country there are some projects in order to get the awards such as
“Accessible City”, “Disabled-Friendly City” and “Accessible Tourism”. Topic of this research is as an area for
competition, what do cities do for being an “Accessible City” and what they
need to do with the same purpose. With this meaning, in this research; which
specifications are important dynamics of the cities these have won this award
and what made them lead this competition arena will be revealed and all the
considerations will be analyzed with “case study” method on the “Example of Gumushane”.
Place Branding Accessible place branding accessible city disabeled-friendly city accessible tourism
Küreselleşmeyle birlikte markalar
arasında yaşanan rekabet artık kentler üzerinde de kendini göstermeye
başlamıştır. Kentler sahip oldukları nitelikleri uluslararası alanda sergilemek
adına tanıtım faaliyetlerini hızlandırmış ve böylelikle ‘yer markacılığı’
kavramı önemli bir alan olarak konumlandırılmıştır. Marka olma niteliklerini
barındıran kentlerin çeşitli projeler ve faaliyetlerle özgünlük ve
farklılıklarını ortaya koyarak gelecekte de varlıklarını garanti altına
alabilmeleri için yeni ayrı üstünlük alanlarını dikkate almaları gerekmektedir.
Engelliler toplumda yaşayan en
dezavantajlı grup olarak nitelendirilmekte ve sosyal hayat içerisinde sürekli
bir şekilde zorluklarla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu amaçla gerek
dünya ülkelerinde gerekse ülkemizde şehirleri engelsiz bir hale getirebilmek
adına çalışmalar yürütülmektedir. Avrupa Birliği bünyesinde 2010 yılında
başlatılmış olan ‘Engelsiz Şehir’ ödülleri, engelli bireylere hayata daha fazla
erişebilme imkânı sağlayan önemli projelerden biridir. Avrupa Komisyonu
‘European Destinations of Excellence’ (EDEN) tarafından 2013 yılında ‘Engelsiz
Turizm’ başlıklı etkinlikle engelli turistlerin rahatça seyahat edebileceği
mükemmellik kriterleri oluşturulmuş ve düzenlenen yarışmalarla kazanan ülkelere
ödüller verilmiştir. Ülkemizde ise ‘Engelsiz Şehir’, ‘Engelli Dostu Şehir’,
‘Engelsiz Turizm’ ünvanı almak için çeşitli projeler yapılmaktadır. Bu
çalışmanın konusunu şehirlerin rekabet alanı yaratmada “Engelsiz Şehir” olma
adına yaptıkları ve yapması gerekenler oluşturmaktadır. Bu bağlamda bu
çalışmada; Avrupa Komisyonu (EDEN) tarafından ödüle layık görülen şehirlerin
hangi özelliklerinin bu rekabet alanını yönetmede önemli dinamikler olduğu
ortaya konulmaktadır. Ortaya konulan bu dinamikler sermaye alanları üzerinden
değerlendirilecek ve değerlendirmeler ‘Gümüşhane Örneği’ üzerinden örnek olay
incelemesi yöntemi kullanılarak analiz edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 3, 2019 |
Submission Date | October 29, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 3 Issue: 4 |