Sipylos/Spil dağının kuzey eteğinde, sarp bir yamaca konumlandırılmış kalesiyle oldukça korunaklı olan ve kuzey-güney-doğu-batı yol ağları üzerinde bulunan Manisa, uzun bir ablukanın ardından Beyliğin kurucusu Saruhan Bey tarafından 1313 yılında ele geçirilir. Kale içerisindeki yerleşim aslında Helenistik dönemden itibaren sur dışına taşmaya başlar. Buna karşın Bizans döneminde yerleşimi büyük ölçüde dış kale surlarının içerisinde olan Manisa kenti, iç kale ve dış kale olmak üzere iki bölüm şeklinde gelişir. Osmanlı Dönemine gelindiğinde ise kale içerisinde yalnız iki mahalle kalmıştır. Kentteki Saruhanlı yerleşimi ise ilk günden itibaren sur dışına taşacağının sinyallerini vermesine karşın kentsel gelişimin büyük ölçüde İshak Çelebi (1359-1388) döneminde gerçekleşmiş olması dikkat çekicidir. Mimari faaliyet açısından da bu süreç bazı özel uygulamalarıyla öne çıkar. Bu nedenle amaçlanan yeni kültürün başkenti olarak tanımlanan Manisa’nın mimari uygulamaları ve kent kurgusu özelinde bazı gözlemler yapmak; mevcut mimari veriler doğrultusunda tespit edilebilen gelişimi, Beyliğin siyasi yapısı ve dönem şartları göz önünde bulundurularak anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmaktır.
Manisa (Magnesia ad Syplum) is located on the northern slope of Spil Mountain. It is also on the intersection at the trade roads since Neolithic period. During the Latin invasion of Constantinople, Magnesia ad Syplum has chosen as a capital city of Byzantine Empire because it’s fortified location. It is famous for protecting the Imperium treasure. City conquered by Saruhan Bey who was the founder of the Saruhanogullari principality, after a long siege in 1313. The settlement inside the castle, began to move out of the city during the Hellenistic period. When the Turkish settlers arrive the area, City were already divided into two section: Inner and Outer castle. By the time of Ottomans, only two districts left in the Castle. However in the Saruhanly period, the settlement tended to move out of the city walls from the beginning. The most part of the urban development planned in Ishak Chelebi’s (1359-1388) reign. Also this process came into prominence with some specific examples in terms of architectural activities. Therefore, our aim is to make some observations about architectural activities and city plan of Manisa which is identified as the capital of a new culture; trying to understand and evaluate the city developments by means of existent architectural activities by taking political structure and period conditions into account.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER/ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | July 30, 2017 |
Submission Date | July 7, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 8 |