Zorunlu Nüfus Mübadelesi, Lozan görüşmeleri sürerken 30 Ocak 1923 tarihinde Türk ve Yunan temsilcileri arasında imzalanan bir anlaşmadır. Bu anlaşma, her iki ülkenin tarihi içinde kısa sürede gerçekleşen büyük bir göç hareketine sebep olmuş, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal hayatına ise ‘mübadele’ ve ‘mübadil’ kavramlarını getirmiştir. Mübadil göçmenler, bir yandan arkalarında bıraktıkları yaşamlarına özlem duyarken, öteki taraftan yeni geldikleri ve artık ‘vatan’ları olacak yeni yerleşimlere uyum sağlamaya çalışmışlardır. Bu süreci; coğrafi konumu ve ticari potansiyeli sebebiyle siyasal, sosyal ve kültürel açıdan en yoğun yaşayan yerleşim yerlerinden biri de İzmir’de, Eski Foça ile Yeni Foça arasındaki yol üzerinde bulunan Sazlıca Köyü’dür. Sazlıca Köyü, Kartdere Vadisi olarak anılan bölgede Rumlar tarafından kurulmuş ve 1922 tarihine kadar ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı bir köy olarak varlığını sürdürmüştür. Kilisesi ve bugüne kadar gelebilen sınırlı sayıdaki kule evi ile Sazlıca, mübadele sonrasında Yunanistan tarafından gelen Müslümanlar için yurt olmuştur. Sazlıca Köyü, aynı mekânları paylaşan farklı iki kültürün izlerini hala taşıyan, uzun süre ‘öteki’ olarak adlandırılan mübadillerin, kule evleri ve yakın tarihin yaşama alışkanlıklarını sunan kültür mirası ile herşeye rağmen varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu makalede, Foça genelinde 1923 Zorunlu Nüfus Mübadelesi’nin yeri, sürecin nasıl ve ne şekilde yaşandığı anlatıldıktan sonra bugüne gelebilen mevcut örnekler ve yaşayanlar üzerinden Sazlıca Köyü kültür mirasının tanımı yapılmaktadır. Sonrasında taşınmaz kültür varlıkları ile birlikte Sazlıca Köyü’nde sözlü geleneğin bugüne kadar ne şekilde korunduğu, yerleşiminin bugünü ile ‘mübadeleden kalan kültürel miras’ alanına ilişkin çözüm önerileri üzerinde durulmuştur.
The Compulsory Population Exchange is an agreement signed between Turkish and Greek representatives on January 30, 1923, during Lausanne negotiations were ongoing. This agreement led to a massive immigration movement in the history of both countries in a short period of time and brought the concepts of ‘exchange’ and ‘exchangee’ to the social life of the newly established Republic of Turkey. Exchangee migrants, while longing for their lives left behind, tried to adapt to the new settlements that were new and no longer their ‘homeland’. Sazlıca Village, one of the places that witnessed the most in terms of political, social and cultural due to its geographical location and commercial potential, is located on the road between Old Foça and New Foça in İzmir. Sazlıca Village was founded by the Greeks in the region called Kartdere Valley and continued to exist as a village where Greeks lived until 1922. With its church and the limited number of tower houses that have survived to this day, Sazlıca became a home for Muslims coming from Greece after the exchange. Despite everything, Sazlıca tries to maintain its existence through the cultural heritage carrying the traces of two different cultures sharing the same places and demonstrating the lives of the pilgrimages, who had long been seen as the ‘other’, the tower houses and the customs. This article first focuses on the role of Population Exchange in Foça, by investigating how and in what way it was experienced as as the cultural heritage of the Sazlıca Village is defined through surviving examples and the current residents. Later on, it investigates into how the oral culture was preserved and offers new perspectives regarding the current settlement and the cultural heritage dating back to the exchange.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER/ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 12, 2018 |
Submission Date | December 12, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 9 |