Abstract
Türk hukukunda azami tutukluluk süresi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesinde kaleme alınmıştır. İlgili maddede kaleme alınan azami süreler, ceza muhakemesi sürecinin tamamı için geçerlidir. Ancak Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin tutuklamanın azami süresine ilişkin verdikleri kararlarında, tutukluluğu isnada bağlı tutukluluk – hükme bağlı tutukluluk şeklinde ikiye ayırmaktadır. Bu ayrıma göre, ilk derece mahkemesinin kararı vermesine kadar geçen sürede yapılan tutuklamaya “isnada bağlı tutukluluk” şeklinde nitelendirilmektedir. İlk derece mahkemesince kararın verilmesiyle kararın kesinleşmesine kadar geçen süre zarfındaki tutuklamaya ise hükme bağlı tutuklama denilmektedir.
Stollenwerk kararında, AİHM, kişinin hürriyetinin, ortada herhangi bir mahkûmiyet kararı olmaksızın sınırlanmasına sebebiyet veren tutuklama koruma tedbiri bakımından üye ülkelerin kendi iç hukuklarında sözleşmeye göre daha iyi şartlara sahip olması halinde, sözleşme hükümlerini değil, sözleşemeden daha ileri koruma sağlayan iç hukuk kurallarının dikkate alınması gerektiğine karar vermiştir. Bu bağlamda isnada bağlı tutukluluk, hükme bağlı tutukluluk ayrımı, Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın tutuklamaya yönelik kararlarıyla birlikte AİHM’nin Stollenwerk kararının dikkate alınması suretiyle incelenecektir.