1990’lı yılların anahtar kavramlarından birisi olan küreselleşme; sosyal bilimlerin farklı disiplinleri bağlamında önemli kuramsal yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Kavram, iletişim teknolojilerinin bu süreçteki konumunu düşünüldüğünde medya çalışmaları açısından da önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Medyanın küreselleşmesi, dünya genelindeki büyük medya şirketlerinin etkisinin artmasıyla haberlerin sınır tanımayan bir akışa dönüşmesini sağlamıştır. Bu durum, medyanın ulusal düzeydeki rolünü önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu konuda iki ana görüş öne çıkmaktadır. İlk olarak, CNN Etkisi olarak bilinen yaklaşım, medyanın kamuoyunu bilgilendirerek ve yönlendirerek siyasi liderler üzerinde etkili olduğunu savunur. Medya, kamuoyunda baskı yaratarak siyasetçileri belirli konularda harekete geçmeye zorlayabilir. Diğer bir görüş ise Noam Chomsky ve Edward S. Herman’ın "Rızanın Üretimi" teorisidir. Bu teoriye göre, medya güçlü ekonomik ve siyasi çıkarlar tarafından kontrol edilmekte ve bu çıkarlar, medya aracılığıyla kamuoyunu kendi lehlerine şekillendirir. Medya, toplumu mevcut düzene rıza göstermeye teşvik eden bir araç olarak kullanılır. Uluslararası haberlerde ise, büyük medya şirketleri ile yerel ekonomik ve siyasi güçlerin etkisi, haberlerin tarafsızlığını ve objektifliğini zorlaştıran bir durum yaratmaktadır. Bu yıllarda yaşanan teknolojik dönüşümle birlikte başlayan küresel televizyon haberciliği uluslararası düzeyde iletişim akışlarıyla ulusal medya politikalarının belirlenme süreci arasındaki ilişkilerin tartışmasını; buradan yola çıkarak dış politika süreçleriyle yayıncılık pratikleri arasındaki ilişkilerin yeniden ele alınmasına neden olmuştur. Bu çalışma, küreselleşme sürecinin uluslararası habercilik alanındaki yansımalarını ve ortaya çıkan yeni eğilimleri ele almaktadır. Çalışmada, ulusal ve uluslararası yayınlar, kitaplar ve lisansüstü tezler gibi çeşitli akademik kaynaklar, literatür taraması yöntemiyle incelenerek derlenmiştir. Küresel televizyon haberciliği ve dış politika ilişkisiyle ilgili tarihsel, kavramsal ve kuramsal bir çerçeve çizilmiştir. Öte yandan, yapılan bu tarama sonucunda, söz konusu ilişkiye dair bu alanda beklenenden daha az sayıda çalışma bulunduğu gözlemlenmiştir.
1990’lı yılların anahtar kavramlarından birisi olan küreselleşme; sosyal bilimlerin farklı disiplinleri bağlamında önemli kuramsal yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Kavram, iletişim teknolojilerinin bu süreçteki konumunu düşünüldüğünde medya çalışmaları açısından da önemli tartışmaları beraberinde getirmiştir. Medyanın küreselleşmesi, dünya genelindeki büyük medya şirketlerinin etkisinin artmasıyla haberlerin sınır tanımayan bir akışa dönüşmesini sağlamıştır. Bu durum, medyanın ulusal düzeydeki rolünü önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu konuda iki ana görüş öne çıkmaktadır. İlk olarak, CNN Etkisi olarak bilinen yaklaşım, medyanın kamuoyunu bilgilendirerek ve yönlendirerek siyasi liderler üzerinde etkili olduğunu savunur. Medya, kamuoyunda baskı yaratarak siyasetçileri belirli konularda harekete geçmeye zorlayabilir. Diğer bir görüş ise Noam Chomsky ve Edward S. Herman’ın "Rızanın Üretimi" teorisidir. Bu teoriye göre, medya güçlü ekonomik ve siyasi çıkarlar tarafından kontrol edilmekte ve bu çıkarlar, medya aracılığıyla kamuoyunu kendi lehlerine şekillendirir. Medya, toplumu mevcut düzene rıza göstermeye teşvik eden bir araç olarak kullanılır. Uluslararası haberlerde ise, büyük medya şirketleri ile yerel ekonomik ve siyasi güçlerin etkisi, haberlerin tarafsızlığını ve objektifliğini zorlaştıran bir durum yaratmaktadır. Bu yıllarda yaşanan teknolojik dönüşümle birlikte başlayan küresel televizyon haberciliği uluslararası düzeyde iletişim akışlarıyla ulusal medya politikalarının belirlenme süreci arasındaki ilişkilerin tartışmasını; buradan yola çıkarak dış politika süreçleriyle yayıncılık pratikleri arasındaki ilişkilerin yeniden ele alınmasına neden olmuştur. Bu çalışma, küreselleşme sürecinin uluslararası habercilik alanındaki yansımalarını ve ortaya çıkan yeni eğilimleri ele almaktadır. Çalışmada, ulusal ve uluslararası yayınlar, kitaplar ve lisansüstü tezler gibi çeşitli akademik kaynaklar, literatür taraması yöntemiyle incelenerek derlenmiştir. Küresel televizyon haberciliği ve dış politika ilişkisiyle ilgili tarihsel, kavramsal ve kuramsal bir çerçeve çizilmiştir. Öte yandan, yapılan bu tarama sonucunda, söz konusu ilişkiye dair bu alanda beklenenden daha az sayıda çalışma bulunduğu gözlemlenmiştir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Journalism, Communication and Media Studies (Other) |
Journal Section | Reviews |
Authors | |
Publication Date | March 27, 2025 |
Submission Date | January 28, 2025 |
Acceptance Date | March 25, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 5 Issue: 1 |