Golan Tepelerinde 1967 yılında başlayan İsrail
işgalleri, uluslararası hukuku ve adaleti yok sayan, bölge de var olan
çatışmacı statükonun sürmesine hizmet eden ve muhtemelen yakın dönemde
çıkabilecek Arap-İsrail çatışmasını destekler nitelikte, o bölgenin önemli
birkaç meselesinden biridir. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, 4
Haziran 1967’den sonra İsrail’in işgal ettiği toprakları boşaltmasını öngören
242 ve 338 sayılı kararlarını aldı. Yaptırım gücünden yoksun olan bu kararlar
ve büyük güçlerin bu kararları uygulatma adına isteksizlikleri, İsrail
işgalinin süresini uzatan öncelikli nedenler arasında yer almaktadır. Geçen 42
yılda Golan’daki krize birçok uluslararası aktör müdahil oldu, fakat İsrail
işgali ile oluşan statükonun değişmesi adına çabalar ve girişimler
bir türlü başarıya ulaştırılamadı. Geçmişe baktığımızda 1948 yılında, İsrail’in 1923 de çizilen
sınırın ötesine geçmesi ve kıyılara ulaşması sonrasında Arap-İsrail Savaşları başlamıştır. 1949 yılında Birleşmiş
Milletlerin bölgeye müdahalesi sonrası Suriye önce ki konumuna geri çekilirken, İsrail ise tahliye edilen bölgelerin dışında kalmıştır. İki ülke arasında ki gerginlik, 1949 yılında İsrail’in tek taraflı iradesi ile imzalanan ateşkes andlaşması
sonrasında, güvenli bölgede yer alan Araplar ile Yahudilerin yer
değiştirilmesiyle gerginlik artmıştır. Buna ek olarak iki ülke arasında
İsrail’in güvenli bölgesinde yer alan Huleh Havzasında ki su kaynağı tartışmalara
yeni bir boyut kazandırmıştır. 1967 yılına kadar Suriye, sınır olarak bilinen bu
bölgede üstünlüğünü korudu. 1967 yılında İsrail Altı Gün Savaşları olarak bilinen
Arap-İsrail sırasında Suriye’ye saldırarak Golan
Tepelerini ele geçirdi. İsrail için Golan Tepelerini
önemli kılan nedenlerin en başında güvenlik ve su kaynakları geliyordu. 1981
yılında bölge İsrail tarafından ilhak edildi ve uluslararası hukukta büyük
tepkilere yol açtı. Bu durum Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilemez
olarak nitelendirildi. Son dönemde İsrail’in yaptığı “Golan bizimdir, bizim
kalacak.” açıklamasından sonra, ABD’nin bu bölgeyi “İsrail Toprağı” olarak
tanıması uluslararası arena da büyük tepkilere neden olmuştur. Bu çalışma ile
Golan Tepelerinin Arap-İsrail ülkeleri için stratejik önemine ve hukuki
statüsüne değinilmiştir. Çalışmada kaynak toplama verilerinde İsrail-Suriye,
Altı Gün Savaşları ve Golan Tepelerine ilişkin tez, kitap, makale, haber, rapor
ve gazetelerde tarama yapılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Business Administration |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 3 Issue: 1 |