Ülkemizde son yıllarda olası deprem risklerini minimize etmek amacıyla yeni bir kentleşme süreci başlatılmıştır. Kentlerimizdeki sağlıksız yapılaşmanın ve kontrolsüz kentleşmenin önüne geçmek amacıyla; depreme dayanıklı, daha sağlıklı yapılar üretmek için başlatılan bu süreç, bazı riskleri de beraberinde getirmiştir. Bu risklerden en önemlisi, yıkım çalışmaları esnasında komşu binaların zarar görmesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda belediyelere ve mahkemelere intikal eden birçok vaka bulunmaktadır. Söz konusu durumlara, fen ve sanat kurallarına aykırı olarak gerçekleştirilen yıkım uygulamaları sebep olmaktadır. Bu çalışmada İstanbul’da bulunan düşük-dayanımlı betonarme bir binada, yan parseldeki yıkım uygulamasından dolayı oluşan hasarlar incelenmiştir. Oluşan hasarların, yapının sismik performans seviyesine olan etkisi üç farklı analiz modeli oluşturularak belirlenmiştir. Öncelikle yapının hasarsız ve hasar aldığı durumundaki performans seviyesi nonlineer analiz yöntemi kullanılarak tespit edilmiştir. Ayrıca hasar alan bölgeyi güçlendirmek amacı ile yapının hasarlı durumu esas alınarak, söz konusu bölgeye yeni bir taşıyıcı eleman teşkil edilmiştir. Üç farklı durumda, hasarlı bölgenin lokal davranışı ve yapının genel performans seviyesi incelenerek deprem etkileri karşısında bu tip hasarın oluştuğu durumların ne gibi sonuçları olacağı irdelenmiştir. Yapılan çalışma neticesinde, benzer yapısal hasarların oluştuğu binalarda, gerekli sismik performans seviyesinin sağlanması için belirlenecek güçlendirme yaklaşımının, lokal veya tüm yapı için mi olması gerekliliği ortaya konmuştur.
In recent years, a new urban transformation process has been started to minimize the seismic hazard risk in Turkey. The main aim of this process is to avoid uncontrolled urbanization and faulty structuring by replacing old buildings with new seismic-resistant structures. Unfortunately, it brings new risks. The most important risk is formed with the damages which may occur on the adjacent buildings during the demolition. There are several cases and lawsuits reached to local authorities and courts about this issue. The main cause of these damages is the violation of the rules in regulations and ignorance of engineering principles related to demolition applications. In this study, a low-strength building in Istanbul is investigated which has been damaged by the demolition of an adjacent building. The effects of these damages to the seismic performance level of the building are analyzed with three different numerical models. Primarily, both seismic performance levels of undamaged and damaged states are evaluated using nonlinear analysis method. Furthermore, a new structural member is added to the analysis model using the damaged state’s results to strengthen the damaged zone. The local structural behavior of the damaged zone and overall seismic performance of the building are investigated by three different cases aforementioned above to assess the results of this kind of damages. As a result of this study, the necessary strengthening approach is revealed by means of strengthening the local damaged zone or whole structure to provide necessary seismic performance level of the low-strength buildings having this type of damages.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Civil Engineering |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 23, 2018 |
Submission Date | March 26, 2018 |
Acceptance Date | May 10, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 6 Issue: 2 |