İnsanlar tarih boyunca güzelleşmek, bakımlı olmak,
kötü kokuları uzaklaştırmak, dış görünüşlerinin bir kısmını değiştirmek için
kozmetik ürünler kullanmışlardır. Başlangıçta insanlar aromatik bitkiler,
yağlar, çeşitli bitki özleri ve boyaları kullanmışlardır. Teknolojinin
gelişimiyle doğallıktan uzaklaştırılmış, kimyasallarla kalıcılığı ve kullanım süresi
arttırılmış ürünler kullanmaya başlamışlardır. Kozmetik ürünlerdeki
çeşitliliğin artması insanların kimyasal ürünlere maruziyetini de arttırmıştır.
İnsanlar kozmetik ürünlerdeki kimyasalları vücutlarına genelde deri yoluyla
alırlar ancak bazen ağız yoluyla ve inhalasyon şeklinde de almaktadırlar. Bir
kimyasal maddenin zararlı etkilerinin ortaya çıkması için hayatın hangi
döneminde kullanıldığı, kullanım süresi ve miktarının ne kadar olduğu, diğer
maddelerle etkileşimi ve vücutta kalma süresinin bilinmesi önemlidir. Kozmetik
ürünlerin kullanımında en riskli dönem gebelik, yenidoğan ve adölesan dönemleridir.
Bu dönemlerde kozmetik ürün kullanımı süreklilik arz eder ve içindeki
kimyasallar belli bir eşik değerin üzerine çıkarsa gebe, fetüs, yenidoğan ve adölesan
dönemindeki bireyin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Kozmetik
ürünlerdeki kimyasallar abortusa, ölü doğuma, düşük doğum ağırlığına, intrauterin
gelişim geriliğine, doğumsal defektlere, erken doğuma, bazı kanserlere, kadın
ve erkeklerde infertiliteye, pubertenin gecikmesine, endokrin sistem
bozuklukları ile bazı sistemik hastalıklara neden olabilmektedir. Kozmetik
ürünlerin gebe, fetüs ve yenidoğan sağlığına etkisinin zararsız olduğu
ispatlanana kadar her türlü kozmetik ürüne şüpheyle yaklaşılmalı ve
gerekmedikçe kullanılmamalıdır. Konu ile ilgili daha fazla çalışmalar yapılarak
kanıt düzeyleri oluşturulmalıdır. Gebelikte kozmetik ürün kullanımı konusunda sağlık
profesyonelleri tarafından halk bilinçlendirilmelidir. Bu derlemede kozmetik
ürünlerdeki bazı kimyasalların gebe, fetüs ve yenidoğan sağlığına etkilerine
dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Throughout history, people have used cosmetic products
to flourish, to be well-groomed, to remove bad odors and to change part of
their appearance. Initially people used aromatic plants, oils, various plant
extracts and dyes. With the development of technology, they have started to use
products that have been removed from naturalness and whose durability and usage
time have been increased with chemicals. The increase in the variety of
cosmetic products has increased the exposure of people to chemical products.
People usually take chemicals from cosmetics into their bodies through the skin
however, they sometimes take by mouth and inhalation. For the harmful effects
of a chemical substance, it is important to know what period of life it is
used, how long it is used and how much it is used, its interaction with other
substances and the duration of its stay in the body. The most risky period in
the use of cosmetic products is pregnancy, newborn and adolescent periods.
During these periods, the use of cosmetic products is continuous and if the
chemicals in it rise above a certain threshold value, it may adversely affect
the health of the individual during pregnancy, fetus, newborn and adolescence.
Chemicals in cosmetic products can cause abortion, stillbirth, low birth
weight, intrauterine growth retardation, congenital defects, preterm labor,
some cancers, infertility in women and men, delayed puberty, endocrine system
disorders and some systemic diseases. Until the effect of cosmetic products on
pregnant, fetus and newborn health is proved to be harmless, any cosmetic
product should be approached with suspicion and should not be used unless
necessary. Further studies should be conducted to establish evidence levels.
Health professionals should raise public awareness of the use of cosmetic
products during pregnancy.
In this review, it is aimed to draw attention to the
effects of some chemicals in cosmetic products on pregnant, fetus and newborn
health.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Obstetrics and Gynaecology |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Submission Date | October 30, 2019 |
Acceptance Date | April 17, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 17 Issue: 3 |