Fizik alanında, termodinamik yasaların ikincisinde kendine yer bulan entropi kavramı, genel bir okuma yapıldığında düzensizliğe karşılık gelmektedir. Evrenin en büyük yasalarından biri olan termodinamik kanunlardaki karşılığı ise ısı ve sıcaklığın zaman içerisinde azaldığı yönündedir. Bu duruma sosyal açıdan bakıldığında ise evrende her şeyin çürüme ve bozulma eğiliminde olduğunu ifade etmektedir. İçinde yaşadığımız dünyada kendimizi nesneler dünyasına kaptırırken aslında hayal dünyalarımızı köreltmekteyiz. İlerleyen tarihi süreç içerisinde bu konuda yaşanılan aydınlanma, bilim ve felsefe alanında olduğu gibi sanat alanında da gündeme gelmiştir. Merak duygusu ile gelişen bilim kişiyi, evreni keşfetmeye ve kavramaya yönlendirmiştir. Bu soyut bir yönelim olduğu gibi nesneleri bilim ile kavramak soyut, yaratılan sanat yapıtları da yine aynı şekilde soyuttur. Bu soyutluğun ardından ise nesne yerine nesne fikrinin önem kazandığı kavramsal sanata bir yönelme olmuştur. Postmodern sanat ile görülmek istenen soyutlama karmaşık, düzensiz, nesneye değil kavrama odaklanan çalışmalardır. Bu makalede, postmodern sanatçıların entropi kavramını ne şekilde ele aldıkları üzerinde durularak bu çalışmalar ile entropi ilişkisi kurulması amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sistematik Felsefe (Diğer) |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 23 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 1 |