Amaç: Mide kanseri ileri evrede karşımıza çıkar ve kansere bağlı ölümler arasında en üst sıralarda yer almaktadır. Overall sürviyi uzatmak için neoadjuvan kemoterapi alan mide kanseri hastalarında surviye etkili prognostik faktörleri araştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Kasım 2006 - Eylül 2019 tarihleri arasında mide kanseri nedeniyle ameliyat edilen hastalar retrospektif olarak incelendi. Neoadjuvan kemoterapi alan 46 hasta ile neoadjuvan kemoterapi almayan 194 hasta klinikopatolojik özelliklerine değerlendirildi. Neoadjuvan kemoterapi alan hastaların surviye etki eden prognostik faktörleri Cox regresyon analizi ile değerlendirildi.
Bulgular: Neoadjuvan kemoterapi alan hastalar tüm hastaların %19.2’sini oluşturmaktaydı. Bu hastaların tümör yerleşim yeri genellikle üst ve orta yerleşimliydi (%73,9) ve istatistiksel bir farklılık mevcuttu (P=0,001). İki grup arasında sürvi bakımından istatistiksel bir farklılık yoktu. Ancak neoadjuvan kemoterapi alan hastaların pozitif lenf nodu sayısının fazla olması surviye etkili en önemli prognostik faktör olarak bulundu (P<0,01).
Sonuç: Neoadjuvan kemoterapi sonrası pozitif lenf nodu sayısının yüksek olması sürvi bakımından en önemli prognostik faktör olup, cerrahi sonrası kemoterapi protokolü değiştirilebilinir veya kemoterapi ile beraber başka yöntemler uygulanabilinir.
Aim: Gastric cancer is usually diagnosed once it has reached the advanced stage and is one of the leading causes of cancer-related deaths. We investigated the prognostic factors for survival among gastric cancer patients undergoing neoadjuvant chemotherapy to prolong overall survival.
Methods: A retrospective review was made of patients who underwent surgery for gastric cancer between November 2006 and September 2019. Clinicopathological characteristics were assessed in 46 patients receiving neoadjuvant chemotherapy and 194 patients not receiving neoadjuvant therapy. A Cox regression analysis was used to assess the prognostic factors for survival among the patients receiving neoadjuvant chemotherapy.
Results: The patients receiving neoadjuvant chemotherapy accounted for 19.2% of the total. The tumors in these patients were located primarily in the upper and middle portions (73.9%), to a statistically significant degree (P=0.001). There was no statistical difference in survival between the two groups, although a high number of positive lymph nodes was identified among the patients receiving neoadjuvant chemotherapy as the most significant prognostic factor for survival (P<0.01).
Conclusion: After neoadjuvant chemotherapy, multiple positive lymph nodes are the most important prognostic factor for survival; postoperative chemotherapy protocol can be changed or other methods can be applied together with chemotherapy.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Surgery, Gastroenterology and Hepatology, Oncology and Carcinogenesis |
Journal Section | Research article |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 4 Issue: 11 |