Mimarlık ve sinema her zaman birbiriyle etkileşimli ve ilişkili iki disiplin olmuştur. İki disiplinin de mekân, insan ve zamanla olan ilişkisi mimarlık ve sinemayı birbirine bağlamış, birbirini var eden farklı bir ortaklık yaratmıştır. Sinema ve mimarlığın en büyük benzerliği tanımlanmış/tasarlanmış mekanları sunarak, izleyiciye/kullanıcıya bu alanları deneyimletiyor olmalarıdır. Mekân, sinema için zihinsel ve görsel olarak aktarımı kolaylaştırmakta ve anlatılmak istenileni doğrudan göstermektedir. Filmler, mekânlar ve mimari imgeler aracılığıyla duygu ve düşünceleri, anlatmak istedikleri dertleri, sevinçleri, zaferleri, üzüntüleri yer ile kurulan bağlantı üzerinden seyirciye aktarabilmektedir. Kısaca, yapılan her film görsel, düşünsel olarak mimarlığa da katkı sağlamakta ve mekânın tasarlanması, algılanması konusunda yeni ufuklar açmaktadır. Sinemada mekânı en iyi şekilde yorumlayan/kullanan yönetmenlerden biri de Wes Anderson’dur. Wes Anderson filmlerinin önemi, film temalarına uygun şekilde hazırlanan müziklerle, mekânı ve olayları ustalıkla seyirciye aktarmasıdır. Ayrıca Anderson’ın filmlerinin öne çıkan en önemli özelliği filmlerde kullandığı renklerdir. Film mekanlarında renk kullanarak anlatmak istediği dünyayı çarpıcı bir şekilde aktarmış ve kullandığı renk paletleriyle özgün bir anlatım dili yakalamıştır. Gerçek ve gerçeküstünün birleşimiyle mucizevi ve sıradan olayları kendi üslubunda anlatmayı başarmıştır. Çalışmada, fenomonolojik film analizi yöntemi ile Wes Anderson’ın yönettiği Büyük Budapeşte Oteli isimli film, renk-mekân anlatım ilişkisi bağlamında incelenerek mekânsal ve anlamsal çözümlemesi yapılacaktır. Böylece Budapeşte oteli aracılığıyla mekânsal algının renkler üzerinden okuması yapılacaktır. Her film izleyicinin algısı ile bambaşka biçimlere dönüşmektedir, benzer biçim her mekânda kullanıcının algısı ile değişir. Anderson’nun filmde kullandığı renkler ile mekânsal algının nasıl okunacağı çalışmanın temel amacı olacaktır.
Architecture and cinema have always been two interactive, related disciplines. The relationship of two disciplines with space, people and time has connected architecture and cinema, creating a different partnership that brings each other into existence. The biggest similarity of cinema and architecture is that they present defined/designed spaces and make the viewer/user experience these spaces. Space facilitates mental, visual transfer for cinema and directly shows what is wanted to be told. Films can convey feelings and thoughts, the troubles, joys, victories and sorrows they want to tell, to the audience through connection established with place, through places, architectural images. In short, every film made visually and intellectually contributes to architecture and opens new horizons in the design and perception of space. One of directors who best interprets/uses space in cinema is Wes Anderson. The importance of Wes Anderson films is that they skillfully convey the place, events to the audience with music prepared in accordance with the film themes. In addition, the most prominent feature of Anderson's films is the colors he uses in films. He strikingly conveyed world he wanted to tell by using color in film locations, and he captured a unique expression language with color palettes used. With combination of real and the surreal, he managed to tell the miraculous, ordinary events in his own style. In the study, movie named The Grand Budapest Hotel, directed by Wes Anderson, will be analyzed in context of the color-space expression relationship, its spatial and semantic analysis will be made with phenomonological film analysis method. Thus, spatial perception will be read through colors through he Budapest hotel. Each film transforms into different forms with perception of audience, similar form changes with perception of the user in every place. How to read the spatial perception with the colors Anderson used in the film will be main aim of the study.
Grand Budapest Hotel Cinematic Space Cinema and Space Cinema and Color Architecture and Color
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Radio-Television |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2022 |
Submission Date | August 23, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 15 Issue: 1 |