This article aims to examine one of the key principles of environmental philosophy, the direct relationship between cultural memory and biodiversity, in the context of three literary works selected from Turkish and American literature. These works trace a process of change in cultural texture due to rapid urbanization and population growth, as well as social transformations experienced just before and after rapid industrialization periods. Another common point is that all three of them deal with different aspects of bird hunting. Bird symbolism has been used effectively to highlight the contrast between rural and urban cultures. In addition to these symbolic relationships based on the natural characteristics of the birds, these texts use different aspects of avian life to interpret multiple layers of meaning, enriched by intercultural and intracultural references provided by history and tradition. It should be underlined that these fictional narratives, which sometimes use the natural environment for allegorical purposes, do not have didactic qualities. These ecocentric texts use birds not only in their traditional symbolic meaning, but also, either as a character or a theme, as real beings. By establishing a direct relationship between urbanization and reduction of biodiversity, inseparable role of birds in the cycles of nature, of which human beings are also a part, is emphasized. Finally, in this study, besides their cultural and historical importance, contribution of birds to the sustainability of biodiversity is discussed through the following literary works: Two of them, 'The Last Birds' and The Birds Have Also Gone, compare the value judgments and lifestyles of Istanbul’s pre-industrial urban era with the post-industrial situation. The last one, ‘A White Heron’, focuses on the relationship between rural life experiences and environmental awareness. This comparison leads to the conclusion that industrial urban life poses a significant obstacle to appreciating the intrinsic value of nature.
Bu makale kültürel hafıza ile biyoçeşitlilik arasında doğrudan bir ilişki olduğu yönündeki çevreci ilkenin, Türk ve Amerikan edebiyatından seçme üç edebi eserin bağlamında incelenmesini amaçlamaktadır. Bu eserlerde hızlı sanayileşme süreçlerinin hemen öncesi ve sonrasında yaşanan toplumsal dönüşümlerin yanında kentleşme ve hızlı nüfus artışı ile değişen kültürel dokunun izleri takip edilebilir. Bu eserler arasındaki bir diğer ortak nokta ise her üçünün de farklı yönleriyle kuş avcılığını konu etmeleridir. Kuş sembolizmi kırsal ile kent kültürü arasındaki karşıtlığı vurgulamak için etkili bir şekilde kullanılmıştır. Kuşların doğal özelliklerine dayanan bu sembolik ilişkilere ek olarak, bu metinler, tarihin ve geleneklerin sağladığı kültürlerarası referanslarla zenginleştirilmiş çok sayıda anlam katmanını yorumlamak için kuş yaşamının farklı yönlerini kullanır. Doğal çevreyi zaman zaman alegorik amaçlarla kullanan bu kurmaca anlatıların didaktik bir nitelik taşımadıklarının altı çizilmelidir. Bu ekomerkezci metinler, kuşları yalnızca geleneksel simgesel anlamlarıyla değil, aynı zamanda bir karakter ya da tema olarak, gerçek varlıklar olarak da kullanırlar. Kentleşme ile biyolojik çeşitliliğin azalması arasında doğrudan bir ilişki kurarak, insanın da bir parçası olduğu doğal döngüde kuşların ayrılmaz rolü vurgulanmaktadır. Son olarak bu çalışmada, kültürel ve tarihsel önemlerinin yanında, ekosistemin çok önemli bir parçası olan kuşların hayranlık uyandıran ve koruma altında olması gereken sanat eserleri olarak görülebilmelerinin biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliğine katkısı yine söz konusu şu eserler üzerinden tartışılmaktadır: Bunlardan ikisi, ‘Son Kuşlar’ ve Kuşlar da Gitti, birlikte ele alınarak, İstanbul'un sanayileşme öncesi kent yaşamının değer yargıları ve yaşam biçimleri ile hızlı kentleşme sonrası durumu karşılaştırıyor. Sonuncusu olan 'Beyaz Balıkçıl' ise kırsal yaşam deneyimi ile çevre bilinci arasındaki ilişki üzerinde durmaktadır. Bu kıyaslama sonucunda endüstriyel kent yaşamının, doğanın içsel değerinin bilinebilmesi önünde önemli ölçüde engel oluşturduğuna ulaşılır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | North American Language, Literature and Culture, Literary Studies, Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2023 |
Submission Date | April 6, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 11 |
“Journal of Social and Cultural Studies” (J-SCS) is published in Turkish and English. “Journal of Social and Cultural Studies” (J-SCS) is published only in electronic form through its website and adopts open access policy. The journal is published twice a year, in June and December. No fees are charged for publications, no fees are paid to the editors, the editorial board and the referees and their owners. It is accepted that the authors who submit articles to the contact address for publication in the journal should read and acknowledge this copyright statement.
“Journal of Social and Cultural Studies” is open to the work of all researchers who have the title “PhD” or “PhD student”. It is not obligatory that the second, third and fourth authors of the article have the title “PhD” or “PhD student”. An article should has been written by max. four authors. The articles prepared in accordance with the writing rules are presented to the referee for review after they have passed the editorial review. The reviewer may ask for a correction to the article, directly refuse or accept it. For the articles declined as a result of the reviewer evaluation, a second reviewer may be requested by the author, If the editors’ board finds that the request is appropriate, the article will be sent to a second reviewer.
The articles previously published in another publication or in the evaluation stage by another publication are not accepted into “Journal of Social and Cultural Studies” publication process. All the ethical and legal responsibilities related to the published articles belong to the authors.