In this study, Tevfik Fikret's poem "Sühâ ve Pervin", written in 1897, is analyzed based on the "type problem" that Carl Gustav Jung problematized by taking into account individual temperaments and dealt with in two basic classifications. According to Jung, there are two types of "attitudes" in human psychology, especially "introverted" and "extroverted", that cause them to act/react in a certain direction. The first of these is directed more towards itself, thus towards the inner "I", and the other towards the "object". The superiority of one or the other determines the type, and a püre type is not possible. However, each type may develop different attitudes towards thinking or feeling due to the dominant position of the conscious (primary function) or unconscious (secondary function). At the same time, they make Eastern-Western images visible by carrying archaic traces and try to compensate for one-sidedness in order to provide inner balance. "Sühâ ve Pervin" contains a great deal of material to support Jung's type classification. The aim of this study is to give meaning to poetry in the Jungian context through two types and to give a unique perspective to poetry through the concepts of "ego-self", "primary-secondary function", "transformation into its opposite", "Eastern-Western image". In poetry, While Süha turns to her inner world, Pervin's movement towards "object/s" determines her "I" and distances her from herself. Therefore, in the former, the subject is valuable, in the other, the object. On the otherhand, Sühâ exhibits an "Oriental" attitude while interpreting the public space based on her "self". Introspection and the resulting contemplation andc hild like state are evident in this attitude. Pervin, on the other hand, leans on her own “I”, hence her consciousness, and takes strength from the public sphere and its objectivity and separates from the collective image. Pervin's close to rationality makes the "Western" attitude visible. However, the two figures are completely far from the idea of transformation into the opposite (enantiodromia) that will provide inner balance.
Bu çalışmada, Tevfik Fikret’in 1897’de kaleme aldığı “Sühâ ve Pervin” şiiri, Carl Gustav Jung’un bireysel mizaçları dikkate alarak sorunsallaştırdığı ve iki temel sınıflandırmada ele aldığı “tip ayrım” ından yola çıkılarak çözümlenmiştir. Jung’a göre insan psikolojisinde iki tip ve belli yönde edimde bulunmasına/tepki vermesine neden olan “tutum”lar vardır. Bunlardan ilki, kendine dolayısıyla iç “ben”ine diğeri ise “nesne”ye yönelir. Birinin veya diğerinin üstünlüğü tipi belirler ve saf bir tip mümkün değildir. Bununla birlikte her tip, bilincin (birincil işlev) ya da bilinçdışının (ikincil işlev) baskın konumu nedeniyle düşünmeye ya da hissetmeye yönelik farklı tutumlar geliştirebilir. Bunlar aynı zamanda arkaik izler taşıyarak Doğulu-Batılı imgeleri görünür kılar ve iç dengeyi sağlamak için tek taraflılığı telafi etmeye çabalar. “Sühâ ve Pervin”, Jung’un tip sınıflandırılmasını destekleyecek çok sayıda malzeme içerir. Bu çalışmanın amacı, Jungcu bağlamda şiiri iki tip üzerinden anlamlandırmak ve “ben-kendilik”, “birincil-ikincil işlev”, “zıddına dönüşme”, “Doğulu-Batılı imge” kavramları aracılığıyla şiire özgün bir bakış açısı kazandırabilmektir. Şiirde, Sühâ iç dünyasına yönelirken Pervin “nesne/ler”e yönelerek kendinden uzaklaşır. Dolayısıyla ilkinde özne, diğerinde nesne değerlidir. Beri yandan Sühâ, kamusal alanı yorumlarken “Doğulu” bir tavır sergiler. İçe bakış, bunun sonucunda açığa çıkan tefekkür ve çocuksu hâl bu tavırda belirgindir. Pervin ise kendi “ben”ine dolayısıyla bilincine yaslanır, kamusal alandan ve onun nesnelliğinden güç alır ve kolektif imgeden ayrılır. Pervin’in rasyonelliğe yakın hâlleri “Batılı” tavrı görünür kılar. Bununla birlikte iki figür iç dengeyi sağlayacak zıddına dönüşme (enantiodromia) fikrinden bütünüyle uzaklaşarak sabit bir mizaçta donar/kımıltısızlaşır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Turkish Language and Literature |
Authors | |
Publication Date | October 24, 2024 |
Submission Date | January 13, 2024 |
Acceptance Date | June 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |