Deneyim
ekonomisi 2000’li yılların başında küresel ekonomideki
dönüşümün ve hizmet sektöründe değişen tüketici taleplerinin bir parçası olarak
ortaya çıkmıştır. Deneyim ekonomisi konsepti literatürde her zaman
tüketici/talep perspektifinden analiz edilmiş, üreticinin/arz edenin deneyim
yaratma ve mekânı kurmadaki rolü gözardı edilmiştir. Ayrıca deneyimi oluşturan
ana etmenin tüketici ve ürün olduğu vurgulanmış, mekânın rolü sanki yokmuş ya da
bir sahneden ibaretmiş gibi görülmüştür. Bu çalışma “Deneyim Ekonomisi” ve “Üçüncü
Yer” kavramsal çerçevesini kullanarak deneyim ekonomisi yaratma sürecinde
“mekânın” rolünü ortaya koymayı, yani mekânın deneyim oluşturma sürecinde nasıl
bir işlev gördüğünü, hangi konumda yer aldığını irdelemeyi amaçlamaktadır. Deneyim
ekonomileri bugün birçok mekânı (alışveriş merkezleri, markalaşmış kafeler,
oyuncak dükkânları vb.) ve ürünü (kahve, telefon vb.) kapsamaktadır. Bu nedenle
bu çalışmada ileri sürülen araştırma soruları yöntembilimsel olarak tek bir
ürün –kahve- ve tek bir mekân -kahve mekânları- üzerinden gidilerek analiz
edilmektedir. Bu bağlamda ilk olarak üretici perspektifinden deneyim ekonomisi
yaratan Starbucks ile deneyim ekonomisi yaratmaya çalışan Kahve Dünyası’nın deneyim
yaratmayı nasıl sağladıkları, üçüncü yer özelliklerine sahip olup olmadıkları, tüketici
algısını oluşturmada kullandıkları sosyal medya iletileri, reklamlar, haberler
ve mekânın iç tasarımına ait gözlemlerin çözümlenmesi yapılarak mekânın nasıl
deneyimlendiği analiz edilmektedir. Sonuç olarak, deneyim ekonomisini yaratmada
tüketiciden ziyade üretici daha temel bir aktördür, çünkü üreticinin
tasarladığı deneyim tüketici tarafından yaşanmaktadır ve deneyim ekonomisine
göre tüketici, artık salt rasyonel davranmamakta, duygularını ve bütünsel
olarak yaşadığı deneyimi de ön plana almaktadır. Ayrıca deneyimi yaratan
üründen ziyade mekândır, çünkü deneyim mekânla birlikte yaşanan bir edinim olup
tüketilen ürünün duyguyla ya da deneyimle ilişkisini kuran temel nokta
mekândır. Dolayısıyla mekân ve onun üretici tarafından bir deneyim alanı olarak
tasarlanması meselenin temelini oluşturmaktadır. Çalışma tartışmayı
Oldenburg'un sunduğu sınırlı perspektifin ötesine taşıyarak üçüncü yer yerine “üçüncü mekân”
kavramının kullanılmasını önermektedir.
The experience economy emerged in the early 2000s as part of the
transformation of the global economy and the changing consumer demands in the
service sector. The concept of experience economy has always been
analyzed from consumer/demand perspective, but the role of the
producer/supplier has been ignored in creating experience and space. Using the concepts of “experience economy” and “third
place”, this paper is aiming to examine how space operates and functions in the
process of creating an experience and space. Today, experience economies involve many spaces
(shopping mall, branded coffees, toys shop, etc.) and products (coffee, mobile
phone, etc.). For this reason, the research
questions put forward in this paper has analyzed methodologically by means of a
single product - coffee - and a single place - coffee places. In this context, Starbucks and Kahve Dünyası, which
exemplifies the notions of experience economy and third place, have been
analyzed from the perspective of the producer using social media messages,
advertisements, news and field observations.
As a result, producer is a more fundamental actor
than consumer in creating the experience economy. In addition, space creates the experience rather than product.
Therefore, the role of “space” in the process of
creating an experience economy is critical. Finally, the study proposes to move the discussion
beyond the limited perspective presented by Oldenburg and to use the third
space concept instead of the third place.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Human Geography |
Journal Section | Geography |
Authors | |
Publication Date | January 22, 2019 |
Submission Date | December 10, 2018 |
Acceptance Date | January 9, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |