Son yirmi yılda bireylerin hayatında önemli bir yer kaplamaya başlayan sosyal medya bir taraftan yeni bir toplumsal durum, dijital bir toplum yaratırken bir yandan da gündelik hayat alışkanlıklarını önemli ölçüde şekillendirmektedir. Sosyal medya, onunla büyüyen genel olarak Z-kuşağı olarak adlandırılan gençlerle bu yeni duruma uyum sağlamakta zorlanan eski kuşaklar arasında bir kuşak çatışmasını derinleştirmektedir. Sosyal medya üzerine yapılan çalışmaların önemli bir kısmında bu çatışma hâlinin bir yansıması olarak genç kuşaklara dönük önyargılar önemli bir yer kaplamaktadır. Bu çalışmalarda sıklıkla gençler, şöhret olmak için her türlü yolu mübah gören, çıkarcı ve toplumun ahlaki değerlerini yozlaştıran aktörler olarak betimlenmektedir. Bu türden yaklaşımların bir eleştirisi olarak ortaya çıkan bu çalışma, sosyal medyanın yarattığı yeni toplumsal koşulu anlamaya çalışmaktadır. Çalışma, 2021 yılının başlarında TikTok’ta gençler arasında akım hâline gelen Buss It Challenge kapsamında çekilmiş olup en çok izlenme oranlarına sahip 58 videonun netnografik analizine dayanmaktadır. Çalışma, bir taraftan gençlerin ideal yaşam ve ideal beden anlayışlarını ortaya koyarken, diğer taraftan kültürler-arası ve cinsiyetler-arası farkların bu tür videolardaki izdüşümlerini sorgulamaktadır. Sonuç olarak çalışma, sosyal medya kültürünün önemli bir bileşeni olan kadın bedeninin cinselleştirilmesine dayalı bir şöhret anlayışının neoliberal ve ataerkil beklentiler tarafından önemli oranda şekillendiğini iddia ederken sosyal medyanın zaman ve mekân algısını önemli oranda değiştirdiğini, bunun da özel olan ile kamusal olanı yeniden şekillendirdiğini iddia etmektedir.
Social media, which has become more essential in people's lives over the last two decades, on the one hand, creates a new social condition, a digital society, and on the other, changes people's everyday lives to a large extent. Social media deepens an intergenerational conflict between the young people who grew up with it, commonly referred to as the Z-generation, and the older generations, who are struggling to adapt to this new situation. As a reflection of this situation of conflict, bias towards younger generations occupies an important place in a significant part of the studies on social media. In these studies, young people are often portrayed as actors who, by all means, are permissible to become famous, pragmatists, and corrupt the moral values of society. Emerging as a critique of such approaches, this study tries to comprehend the new social condition created by social media. The study is based on a nethnographic analysis of the 58 highest-rated videos shot under the Buss It Challenge, which became a trend among young people on TikTok in early 2021. The study, on the one hand, reveals young people's perceptions of the ideal life and ideal body; on the other hand, it questions the projections of intercultural and gender differences in such videos. As a result, the study claims that an understanding of fame based on the sexualization of the female body, which is an important component of social media culture, is significantly shaped by neoliberal and patriarchal expectations, and social media alters the perception of time and space, which in turn reshapes the private and the public.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Communication Sociology |
Journal Section | Sociology |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2023 |
Submission Date | August 9, 2023 |
Acceptance Date | September 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 22 Issue: 4 |