Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, sultanlar, ricâl ve ulemâ ile yakın ilişkiler kurarak tasavvufî düşüncesinin geniş kitleler tarafından kabul edilmesini sağlamıştır. Mevlânâ’dan sonra postnişîn olan Çelebi Efendiler de Mevlânâ’dan miras aldıkları söz konusu tasavvufî düşünceyi yaymaya çalışmışlardır. Bu cümleden olarak Mevlevî Tarikatı, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin tasavvufî düşüncesi gözetilerek Mevlânâoğulları ve müritleri tarafından onun türbesi (âsitâne, hankâh) merkeze alınarak kurulup geliştirilmiştir. Böylece Mevlevîlik, Konya Âsitânesi’nden Anadolu’da kurulan birçok mevlevîhâne yoluyla geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bu durum, tamamen Çelebi Efendilerin kontrolünde bulunan, zamanla Celâlîye Evkâfı olarak adlandırılan ve müstesnâ bir idare ile yönetilen zengin bir iktisadi kaynağın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Celâlîye Evkâfı'nın zenginleşmesi ve daha büyük bir ekonomik kaynağa dönüşmesi Osmanlı Devleti'nin egemenliği altında olmuştur. Mevlânâoğullarının Anadolu Selçuklu Devleti ve Karamanoğulları Beyliği dönemlerinde elde ettiği çeşitli vakıflar ve imtiyazlar Osmanlı Devleti'nde de muhafaza edilmiştir. Bu durum evkâf defterlerindeki kayıtlardan da takip edilebilmektedir. Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altında Konya Mevlânâ Külliyesi’ne olan ilgi yüzyıllar boyunca artarak devam etmiştir. Bu bağlamda Külliye’nin söz konusu vakıflarına yeni vakıflar ve imtiyazlar eklenerek Celâlîye Evkâfı eizze vakıflarından biri hâline dönüşmüştür. Celâlîye Evkâfı, merkezî otorite ve Mevlânâoğulları arasındaki kesişim noktasını oluşturmaktadır. Bu çalışmada Celâlîye Evkâfı’nın tarihî gelişim süreci arşiv kaynakları, kronikler ve telif tetkik eserler dikkate alınarak ele alınmıştır.
Mewlânâ Jelaluddîn Rumî established close relations with the sultan, statesmen and scholars and ensured that the sufi thought was accepted by large masses. The sons of Mewlânâ, who became postnishins after Mewlânâ, tried to spread the aforementioned sufi thought that they had inherited from Mewlânâ. The Mewlevî Order was established and developed by Mewlânâ's sons and followers, taking into account the sufi thought of Mewlânâ Jelaluddîn Rumî and taking his tomb (âsitâne, hankâh) in the center. Thus, the Mewlevî Order spread to a wide geography through many Mewlevîhânes established in Anatolia from Konya Âsitâne. This situation led to the emergence of a rich economic resource, which was called Jelâlîye Vaqfs (Celâliye Evkâfı) at that time and was managed with an exceptional administration under the control of Mewlânâ sons. It was under the dominance of the Ottoman State that Celaliye Evkâfi became rich and transformed into a larger economic resource. Various foundations and privileges obtained by the sons of Mewlânâ during the Sultanate of Rûm and the Emirate of Karaman period were also preserved during the Ottoman Empire. This situation can be understood from the records in the evkâf books. It can be said that new foundations and privileges were added to these foundations under the rule of the Ottoman Empire, thus paving the way for Celâlîye Evkâfi to become one of the "eizze" foundations. Celâlîye Evkâfi constitutes the intersection point of the central authority and the sons of Mewlânâ. In this study, the historical development process of Celâlîye Evkâfi is discussed by considering archive sources, chronicles and research works.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Early Modern Ottoman History |
Journal Section | History |
Authors | |
Publication Date | April 26, 2024 |
Submission Date | December 31, 2023 |
Acceptance Date | March 18, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 23 Issue: 2 |