Body building is both a branch of sports and a social
field that reinforces gender inequalities. Muscled body is accepted as ideal
body and related to hegemonic masculinity in most societies. Therefore body
building is an important field in respect of the construction and
reconstruction of masculine identity. Drawing upon the data of a field study,
this paper aims to reveal the strategies that body building men use to
constitute and preserve this field as a masculine one, and to examine this
phenomenon with sociology of gender perspective. The field research, using
qualitative method and phenomenological design, was conducted in five different
cities in Turkey in 2019. The data was gathered by semi structured interviews from
18 male body builders, who either joined or about to join a body building
competition. The interviews were transcribed, descriptively and systematically
analyzed and interpreted. The findings show that body building men use
biological and cultural strategies to preserve body building as a masculine
field. In the frame of the biological preservation strategies, men -due to
their assumed testosterone hormone- regard themselves as the natural masters of
body building and exclude women from the field. Cultural preservation
strategies are related to gender roles and symbols. These include two claims,
that women lack masculinity-related qualifications such as discipline, hard
work, determination and passion, which are necessary for body building, and
that women who are successful in body building lose their femininity and end up
with a body that men don’t find attractive. Findings also show that
participators regard body building women as deviant individuals, although they
respect their desire to reach a male goal. The intention to exclude women from
body building, through either biological qualities of women body or gender
stereotypes shows that body building sport is a field that preserves and
reproduces the cultural capital of hegemonic masculinity.
Vücut geliştirme, erkeklik kimliği, beden ve spor
arasındaki ilişkinin somut olarak gözlenebileceği, toplumsal cinsiyet
eşitsizliklerini pekiştiren bir spor dalı ve bir toplumsal alandır. Erkeklik
kimliğinin inşası ve yeniden üretilmesi açısından vücut geliştirme önemli bir
alandır, çünkü çoğu toplumda ideal kabul edilen ve hegemonik erkeklikle ilişkilendirilen
kaslı bedene erişmeyi mümkün kılar. Bu çalışma, bir alan araştırmasının
verileri üzerinden vücut geliştirmeci erkeklerin bu alanı eril bir alan olarak
oluşturup korurken kullandıkları stratejileri ortaya koymayı ve bu olguyu
toplumsal cinsiyet sosyolojisi perspektifiyle incelemeyi amaçlamaktadır.
Araştırma 2019 yılında nitel yöntemle ve fenomenolojik desende yürütülmüş olan
bir saha çalışmasıdır. Veriler 2018 Aralık ve 2019 Ocak ayları arasında
Türkiye’nin beş farklı ilinde yaşayan, vücut geliştirme yarışmasına katılmış ya
da katılma aşamasında olan 18 vücut geliştirmeci erkekten yarı yapılandırılmış
görüşmelerle toplanmış, mülakat dökümleri betimsel ve sistematik olarak analiz
edilerek yorumlanmıştır. Bulgular katılımcıların vücut geliştirmeyi erkeklikle
ilişkilendirilen bir alan olarak savunurken biyolojik ve kültürel stratejiler
kullandıklarını göstermektedir. Biyolojik koruma stratejileri çerçevesinde
erkekler, sahip oldukları testosteron hormonu sayesinde kendilerini vücut
geliştirme alanının doğal sahipleri olarak görmekte, kadın bedeninin östrojen
hormonu ve menstruasyon döngüsü gibi biyolojik nedenlerle vücut geliştirmeye
uygun olmadığını düşünmekte ve kadınları alandan dışlamaktadırlar. Kültürel
koruma stratejileri ise toplumsal cinsiyet rolleri ve sembolleriyle
ilişkilidir. Bu stratejilerden biri kadınların vücut geliştirme için gerekli
olan ve hegemonik erkekliğe atfedilen disiplin, sıkı çalışma, azim, hırs ve
irade gibi özelliklere sahip olmadığı iddiasına dayanmaktadır. İkincisi ise vücut
geliştirme yapan kadınların kadınsılıklarını kaybedecekleri ve erkekler
tarafından beğenilmeyen bir bedene sahip olacakları iddiasına dayanmaktadır.
Bulgular, vücut geliştirme alanında başarılı olan kadınların erkeklere ait bir
amacı benimsedikleri için saygı görseler de erkek vücut geliştirmeciler
tarafından genel olarak sapma olarak görüldüklerini göstermektedir. İster
kadınlığın biyolojik nitelikleri üzerinden, ister bedenle ilgili toplumsal
cinsiyet kalıp yargıları üzerinden olsun, kadınların bu alanın dışında
bırakılmaya çalışılması vücut geliştirme sporunun hegemonik erkekliğin kültürel
egemenliğinin korunması ve sürdürülmesini sağlayan bir alan olduğunu
göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tourism (Other) |
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Acceptance Date | December 13, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 4 Issue: 2 |