Morfolojik cihetiyle لحَنَ يَلْحَنُ fiilinin mastarı olan “اللَّحْنُ /el-laḥn kavramı, leksikografikte nağme, beste, ezgi, melodi, kulağa hoş gelen ahenkli ses; hatalı konuşmak ve başkasının anlamayacağı şekilde kapalı ve rumuzlu konuşmak şeklinde farklı anlamlara gelmektedir. Söz konusu kavram Arap dili terminolojisinde ise fasih Arapçanın zıddı olarak nitelendirilip harflerin veya lafızların telaffuzunda; kelimelerin anlam ve kullanımlarında; cümlenin oluşumunda ve irapta/harekelerde hata etmeyi ifade etmektedir. Kısaca dildeki hatalı kullanım olarak tanımlanabilecek laḥn olgusu, çok yönlü olarak irdelenmesi gereken bir mevzudur. Bu çalışmada Arap Dili Literatüründe Laḥn Olgusunun Tespit ve Tasḥîḥinde Kullanılan Kaynaklar konusu incelenmiştir. İnsanın alamet-i farikasından biri olan dilin doğası gereği yaşayan bir varlık olarak gerek kültürel gerek ekonomik gerekse teknolojik gelişmelere bağlı olarak sürekli bir değişim halinde olduğunu ele almak tartışmadan varestedir. Fonksiyonel olarak dil, hayatın en canlı parçası, edebiyatın ve milli kültürün temel unsuru olup insan hayatında önemli bir yere sahiptir. Bunların yanı sıra iletişim ve ifade aracı olarak da yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı gibi özelliklere haizdir. Bu özellikleri sebebiyle de halklar, onun doğru bir şekilde gelişmesine ehemmiyet atfetmişlerdir. İslâm öncesi dönemde sahip oldukları fesahat ve belagat yönleriyle mümtaz bir yere sahip olan Araplar, bariz bir şekilde dil ve edebiyatı her şeyin üstünde tutmakla birlikte bunu bir gurur kaynağı olarak addetmişlerdir. Atalarından miras aldıkları fıtratla, hangi sözün hangi manaya delalet ettiğini rahatlıkla anlarlardı. Selikayı düzeltecek veya güçlendirecek herhangi bir gramer kuralına ihtiyaç duymuyorlardı. İslâmiyet’le birlikte – özellikle fetihler neticesinde insanların gruplar halinde akın akın İslâm’a girmesiyle - Arapların birçok yabancı kültürle iletişime geçmeleri, neredeyse toplumun her kesiminde ve birçok farklı alanda yaygın bir şekilde Arap dilinde laḥn/hatalı kullanımlar baş göstermeye başlamıştır. Bu durum ilk olarak dönemin ilim adamlarının nezdinde Arap gramer iminin temelinin atılmasında ve sözlük çalışmalarının başlamasında başrol oynadığı bilinmektedir. Fakat II/VII. yüzyılın ortalarından itibaren lügat ve gramer gibi çalışmalarının da yeterli olmadığı ve laḥn olgusunun yaygınlaşmaya devam etmesi üzerine hatalı kullanımların tespiti ve tashihine yönelik “Laḥnu’l-âmme, Laḥnu’l-hâṣṣe, Mâ telḥanü fîhi’l-ʿamme, Laḥnu’l-avâm ve laḥnu’l-havâṣ” gibi başlıklar altında birçok eser kaleme alınmıştır. Alî b. Hamza el-Kisâî’nin (öl. 189/805) Mâ telḥanü fîhi’l-ʿavâm’ı başta olmak üzere İbnü’s-Sikkît’in (öl. 244/858) Iṣlâḥu’l-manṭık’ı; Mufaddal b. Seleme’nin (öl. 290/903) Mâ telḥanü fîhi’l-ʿamme’si; Ebü’l-Abbâs Sa‘leb’in (öl. 291/904) Kitâbü’l-Faṣîḥ’i; İbn Hâleveyh el-Hemedânî’nin (öl. 370/980) Leyse fî kelâmi’l-ʿArab’ı; Ebû Bekr ez-Zübeydî’nin (öl. 379/989) Laḥnü’l-ʿavâm’ı; İbn Mekkî’nin (öl. 501/1108) Tes̱ḳīfü’l-lisân’ı; Ebû Muhammed el-Harîrî’nin (öl. 516/1122) Dürretü’l-ġavvâṣ fî evhâmi’l-ḫavâṣ’ı; Ebû Mansûr el-Cevâlîkî’nin (öl. 540/1145) Tekmileti ıṣlâḥı mâ taġleṭu fîhi’l-ʿâmme’si; İbn Hişâm el-Lahmî’nin (öl. 577/1181) el-Medḫal ilâ taḳvîmi’l-lisân’ı; İbn Berrî el-Makdisî’nin (öl. 582/1187) Ġalaṭü’ḍ-ḍuʿafâʾ mine’l-fuḳahâʾsı; İbnü’l-Cevzî’nin (öl. 597/1201) Takvimü’l-lisân’ı ve Ebü’s-Safâ es-Safedî’nin (öl. 764/1363) Taṣḥîḥü’t-taṣḥîf’i gibi eserler bu sahada yazılmış bazı önemli çalışmalardır. Arap dilinde laḥn olgusunun tespiti ve tashihi konusunda son zamanlarda da bazı eserler kaleme alınmıştır. Muhammed Ali ed-Dusûkî’nin, Tehẕîbü’l-elfâẓi’l-‘âmmiyye’si; Es‘ad Halîl Dâğir’inin, Teẕkiretü’l-kâtib’ı, Salâhuddîn ez-Ze’balâvî’nin, Aḫtâunâ fi’s- ṣuḥûf ve’d-devâvîn’ı; Abdulkâdir el-Mağribî’nin, Asarâtü’l-lisân fi’l-luga’sı; Muhammed el-Adnânî’nin, Mu‘cemü’l-ağlâṭi’l-luğaviyye el-muâṣıra’sı ve Şevkî Dayf’ın, Taḥrifâtü’l-‘âmmiyye li’l-füṣḥâ’sı gibi eserler bu bağlamda öne çıkan bazı önemli çalışmalardır. Söz konusu müellifler müşahede ettikleri hataları tespit ve tashih ederken gelişi güzel değil de bazı kaynaklara dayanarak sahih formatını kanıtlamaya çalışmışlardır. Kişiden kişiye niceliği ve niteliği değişmekle birlikte söz konusu kaynaklar genel anlamda Arap şiiri, Kur’ân-ı Kerîm, kırâatler, hadisler, fasih Arap nesri, ilgili kelimenin veya sözün lügat anlamı ve Arap gramerinden meydana gelmektedir. Bu kaynaklar, hem klasik
hem de modern dönem uleması tarafından benimsenmiştir.
Şimdiden her şey için teşekkürler...
Morphologically, the infinitive of the verb لحَنَ يَلْحَنُ the concept of “اللِحْنُ /al-laḥn”, lexicographic tune, composition, melody, harmonious sound that is pleasing to the ear; It has different meanings, such as speaking incorrectly and speaking in a closed and pseudonymous way that no one else can understand. In the Arabic language terminology, the concept in question is described as the opposite of fluent Arabic and in the pronunciation of letters or words; in the meaning and use of words; it means to make mistakes in the formation of the sentence and in the irapta/movements. The phenomenon of laḥn, which can be briefly defined as the incorrect use in the language, is a subject that needs to be examined in many ways. In this study, the subject of Detection of the Laḥn Phenomenon in the Arabic Language Literature and Sources Used in Tasḥîḥ has been examined. It is beyond argument that language, which is one of the hallmarks of human beings, is in a state of constant change as a living entity by nature, depending on both cultural, economic and technological developments. Functionally, language is the most vital part of life, the basic element of literature and national culture, and has an important place in human life. In addition to these, as a means of communication and expression, it has features such as approximator and fuser. Because of these features, peoples have attached importance to its correct development. Arabs, who had a distinguished place in the pre-Islamic period with their fluency and eloquence, clearly put language and literature above everything else and considered this a source of pride. With the disposition they inherited from their ancestors, they could easily understand which word signified which meaning. They did not need any grammatical rules to correct or strengthen the selica. Along with Islam - especially with the people's influx of people entering Islam in groups as a result of the conquests - the contact of Arabs with many foreign cultures, and the widespread use of laḥn in the Arabic language began to appear in almost every part of the society and in many different fields. It is known that this situation played a leading role in laying the foundation of the Arabic grammar and starting the dictionary studies in the eyes of the scholars of the period. But II/VII. Since the middle of the century, studies such as lexicon and grammar were not sufficient and the phenomenon of laḥn continued to become widespread, and the "Laḥnu'l-âmme, Laḥnu'l-hâṣṣe, Mâ telhânü fîhi'l-ʿamme, Laḥnu'l-avâm" aimed at detecting and correcting erroneous uses. and laḥnu'l-havâṣ”, many works have been written. Ali b. Hamza al-Kisâî's (d. 189/805) Mâ telḥanü fîhi'l-ʿavâm, and Ibn al-Sikkît's (d. 244/858) Iṣlâḥu'l-manṭık; Mufaddal b. Mâ telḥanü fîhi'l-ʿamme of Salama (d. 290/903); Kitâbü'l-Faṣîḥ by Abu'l-Abbas Sa'leb (d. 291/904); Leyse fî kalami'l-ʿArab of Ibn Halaveyh al-Hamedani (d. 370/980); Abu Bakr al-Zubaidi's (d. 379/989) Laḥnü'l-ʿavâm; The Tes̱ḳīfü'l-lisân of Ibn Makkî (d. 501/1108); Abu Muhammad al-Harîrî's (d. 516/1122) Dürretü'l-Şavvâṣ fî evhâmi'l-ḫavâṣ; Ebû Mansûr al-Cevâlîkî's (d. 540/1145) Tekmileti îṣlâḥ mâ taġleṭu fîhi'l-ʿâmme; Ibn Hisham al-Lahmi's (d. 577/1181) al-Medḫal to taḳvîmi'l-lisân; Ibn Berrî al-Maqdisî's (d. 582/1187) Ġalaṭü'ḍ-ḍuʿafâʾ mine'l-fuḳahâʾ; Works such as İbnü'l-Cevzî's (d. 597/1201) Calendarü'l-lisân and Ebü's-Safâ es-Safedî's (d. 764/1363) Taṣḥîḥü't-taṣḥîf are some of the works written in this field. are important works. Recently, some works have been written on the detection and correction of the phenomenon of laḥn in the Arabic language. Tehẕîbü'l-elfâẓi'l-'âmmiyye by Muhammad Ali ed-Dusûkî; Teẕkiretü'l-kâtib of Es'ad Halîl Dâğir, Aḫtâunâ fi's- ṣuḥûf ve'd-devâvîn of Salâhuddîn ez-Ze'balâvî; Abdulkadir al-Mağribî's Asarâtü'l-lisân fi'l-luga; Works such as Muhammad al-Adnânî's Mu'cemü'l-ağlâṭi'l-lükeviyya al-muâṣıra and Şevkî Dayf's Taḥrifâtü'l-'âmmiyye li'l-füṣḥâ are some important works that stand out in this context. are studies. The authors in question tried to prove the authentic format based on some sources, not randomly, while detecting and correcting the errors they observed. Although the quantity and quality vary from person to person, these sources are generally Arabic poetry, the Qur'an, recitations, hadiths, fluent Arabic prose, the lexical meaning of the relevant word or phrase, and Arabic grammar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 9 Issue: 1 |