Türkiye’deki ilahiyat fakülteleri ile ilahiyat eğitiminin mevcut durumu ve geleceğine ilişkin sorunlar artmaya devam etmektedir. Bu sorunlar ile ilgili bilimsel tartışmalar yapılmakta ve çözüm arayışları içerisine girilmektedir. Fakat bu tartışmalar yapılırken ilahiyat kavramının tüm boyutları ile ne anlama geldiği ve Türkiye’deki yüksek din öğretimi geleneği açısından ne ifade ettiği konusunda tam anlamıyla düşünülmediği görülmektedir. İlahiyatın ne olduğu ile ilgili kavramsal bir çerçeveye ulaşmadan var olan problemleri çözüme ulaştırabilmek mümkün görünmemektedir. Bu konuda çözüm arayışında olan ilahiyat fakültesi öğretim üyelerinin ilahiyatın ne olduğuna dair düşünceleri önem kazanmaktadır. Bu makalenin amacı öğretim üyelerinin ilahiyat hakkındaki görüşlerini ortaya koymaktır. Böylelikle ortak bir kavramsal çerçevenin oluşturulmasına katkı sağlayabilmek hedeflenmiştir. Aynı zamanda ilahiyat fakülteleri ile ilgili program geliştirme çalışmalarına bakış açısı sunabilmek amaçlanmıştır. Makalede nitel araştırma yöntemine başvurulmuş ve durum deseni yöntemi kullanılmıştır. 3 farklı ilahiyat fakültesinden 5’er öğretim üyesi ile yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Bu fakülteler Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi şeklindedir. Katılımcıların görüşleri doğrultusunda elde edilen bulgularda ilahiyat; kavram olarak, kurum olarak ve akademik faaliyet alanı olarak incelenmiştir. Kavram olarak ilahiyat başlığı altında ilahiyatın Tanrı ile ilişkili kadim bir kavram olduğu düşüncesi ön plana çıkmıştır. Ayrıca bu kısımda ilahiyat, teoloji ve metafizik arasındaki ilişki tartışılmıştır. Bu bölümde dile getirilen bir diğer düşünce ilahiyatın bilimlerin kraliçesi unvanına sahip olması ile ilgili olmuştur. Kurum olarak ilahiyat kısmında ise öncelikle ilahiyat fakültesi olabilme sürecinden bahsedilmiştir. Bu bölümün diğer bir başlığı ise “ilahiyat mı İslami ilimler mi?” sorusu etrafında şekillenmiştir. Akademide ilahiyat kısmında ise ilahiyatın dini konularda bilgi üreten, disiplinler arası bir bilim dalı olduğu yönünde görüşlere ulaşılmıştır. Tüm bu bulgular neticesinde ortaya çeşitli sonuçlar çıkmıştır. Bu bulgulara göre: İlahiyatın kadim bir kavram olmasa da kadim bir olgu olduğu ve ilk ilahiyat faaliyetinin “Tanrı hakkında düşünme” ile başladığı düşüncesine ulaşılmıştır. Geçmişte kendisine atfedilen “Bilimlerin Kraliçesi” unvanı teolojinin önceki dönemlerde köklü ve özel bir konumda olduğunu gösterir niteliktedir. Katılımcıların ilahiyatı tanımlarken referans gösterdikleri bu unvan, teoloji ile olan yakın ilişkisi açısından düşünüldüğünde ilahiyatın konumunu açıklayabilmek için kullanılan bir unsur olarak görünmüştür. Bu yöndeki görüşler ilahiyat kavramının salt dini ve kültürel değerlere bağlı kalınmadan evrensel bir zeminde düşünülmesi gerektiği fikrini desteklemiştir. Aynı zamanda ilahiyatın (Türkiye özelinde düşünüldüğünde) salt teolojiye ya da salt metafiziğe indirgenebilecek bir kavram olmadığı; her iki kavramı da içerisinde barındıran daha kapsayıcı bir kavram olduğu düşüncesi ön plana çıkmıştır. Türkiye’deki mevcut ilahiyat fakültesi yapılanmasının süreç içerisinde ilahiyatın etimolojik anlamının sınırları dışına çıkarak, daha kapsamlı bir kavramsal çerçeve kazandığını söylemek mümkün görünmüştür. Fakülteleşme ile birlikte ilahiyat ilahi olan ile insani olanın harmanlandığı toplumsal bir boyut kazanmıştır. İlahiyat ismini alan bu fakülteler geçirdiği kurumsallaşma süreci ile Türkiye’ye özgü bir model haline gelmiştir. Kurumsallaşma ile ilgili olarak tartışılan ilahiyat mı İslami ilimler mi konusu ise gerek ilahiyatın halihazırda İslam düşüncesinde yer alan bir kavram olması, gerekse her iki kurumun da ortak niteliklere sahip programlara sahip olmaları açısından belirsiz bir konumda kalmıştır. Akademik boyutu göz önünde bulundurulduğunda fakülteleşme süreci ile toplumsal bir boyut kazanan ilahiyatın din konusunda bilgi üretmekle sorumlu olduğu ve bu bilgiyi hayatla buluşturabilmek adına bilimsel bilgiyi üreten tüm alanlar ile iş birliği içerisinde olması gerektiği sonucu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın amaçlarından bağımsız olarak ortaya çıkan nihai sonuç ise araştırmaya katılanların “ilahiyat” ın ne olduğu konusunda kavramsal bir netliğe ulaşamadığı yönünde olmuştur. Öğretim üyelerinin zihninde ilahiyat kavramının çeşitli boyutlarının olduğu ve bu boyutlar arasında da farklılıklar bulunduğu tespit edilmiştir.
Problems about the current situation and future of divinity faculties and divinity education in Turkey are increasing. Scientific discussions are made about these problems and solutions are sought. However, while these discussions are being held, it is seen that the concept of divinity with all its dimensions and what it means in terms of higher religious education tradition in Turkey are not considered. It is not possible to solve the existing problems without forming a conceptual framework about what divinity is. For this reason, the thoughts of the faculty members of the faculty of divinity about divinity are important. Because they are the ones who are primarily interested in this subject. The aim of this article is to reveal the views of faculty members on divinity. Thus, it is aimed to contribute to the forming of a common conceptual framework. At the same time, it is aimed to present a perspective on program development studies related to divinity faculties. Case design, one of the qualitative research methods, was used in the article. Semi-structured interviews were conducted with 5 faculty members from 3 different faculties of divinity. These faculties are Ankara University Faculty of Divinity, Marmara University Faculty of Divinity and Atatürk University Faculty of Divinity. Divinity has been examined as a concept, as an institution and academically in the findings. In the first chapter, the idea that divinity is an ancient concept related to God emerged. In addition, the relationship between divinity, theology and metaphysics is discussed in this section. Another thought in this section has been about divinity having the title of queen of sciences. In the second part, firstly, the process of becoming a faculty of divinity took place. In this section, the relationship between divinity and Islamic sciences has been examined. In the third part, it was concluded that divinity is an interdisciplinary branch of science that produces knowledge on religious issues. According to the findings: The idea that divinity is an ancient phenomenon and that the first divinity activity begins with "thinking about God". Divinity has a essential and special place in the past, as it has the title of "Queen of Sciences". These views supported the idea that divinity should be thought of with a universal dimension without depending on religious and cultural values. However, It has been concluded that divinity in Turkey is a comprehensive concept that includes theology and metaphysics. The etymological meaning in the history of divinity was changed by the establishment of the faculty of divinity. Faculty of divinity has been a discipline where divine and human dimensions are synthesized. The naming of divinity faculty has become a model from Turkey. The relationship between divinity and Islamic sciences is unclear because divinity is an Islamic concept. Another reason for the uncertainty is that both faculties have the same syllabus. According to another finding, divinity is responsible for producing knowledge on religious issues. At the same time, sharing this knowledge with the society is another responsibility of divinity. And divinity should cooperate with all disciplines that produce knowledge about society. Another unpredictable result of the research is that the participants could not create a conceptual clarity about divinity. It has been determined that there are various dimensions of the concept of divinity in the minds of the participants and there are differences between these dimensions.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 9 Issue: 2 |