Abū Bakr Ibn al-ꜥArabī, who is among the important scholars raised by Andalusia, which has an important place in the history of Islamic thought, was also engaged in theology as well as tafsīr, hadīth and fiqh. While he put forward his views in this field in an Ashꜥarī line, he did not hesitate to express original ideas, make choices and criticize within the sect. Among the topics on which he offers examples of this attitude is the issue of divine will. In his kalām work, he examined the subject as one of the personal attributes, apart from other dimensions, in accordance with this field, while in his other works, he included or referred to the subject in a narrower framework. In this direction, he examined the issues such as the ancientness of the divine will, its uniqueness, its unity with the essence, its connection, its encompassing, the debates on whether to use the phrase “he wishes for sins”, and the determination of words that are synonymous with it and expressions that cannot be attributed to it. The author, often targeted Muʿtazila in related matters, and sometimes added the Karrāmiyya and Najjāriyya sects to them. While addressing the issues, he was careful not to prolong it too much, and he paid attention to this issue both in presenting his own evidence and presenting and answering the evidence of his opponents. Although the author has dealt with the issue of accident and fate, which is of course a reflection of the divine will, along with some other attributes, in addition to the basic issues of the divine will, this mention has not been included in order to keep the subject in a more limited area.
İslâm düşünce tarihinde önemli bir yeri bulunan Endülüs’ün yetiştirdiği önemli ilim adamları arasında yer alan Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, tefsir, hadis ve fıkhın yanı sıra kelâm ile de iştigal etmiştir. Bu alandaki görüşlerini Eşꜥarî bir çizgide ortaya koymakla birlikte, mezhep içerisinde özgün fikirler beyan etmekten, tercihlerde bulunmaktan ve eleştiri getirmekten de geri durmamıştır. Onun bu tavrından örnekler sunduğu konular arasında ilâhî irade meselesi de yer almaktadır. Kelâm eserinde konuyu bu alana uygun şekilde diğer boyutları dışında zâtî sıfatlardan biri olarak incelerken, öteki teliflerinde ise meseleye daha dar bir çerçevede yer vermiş veya atıfta bulunmuştur. Bu doğrultuda o, ilâhî iradenin kadimliği, birliği, zât ile kâimiyeti, taalluku, kuşatıcılığı, günahları dilediği ifadesinin kullanılıp kullanılmayacağı tartışmaları, onunla eş anlamlı olan kelimeler ile ona yorulup yorulamayacak ifadelerin tespiti gibi meseleleri incelemiştir. Müellif, ilgili meselelerde, çoğu kez Muꜥtezile’yi hedefine almış, kimi zaman onlara Kerrâmiyye ve Neccâriyye fırkalarını da eklemiştir. Konuları incelerken, çok fazla uzatmamaya dikkat etmiş, hem kendi delillerinin takdiminde hem de muhaliflerinin kanıtlarının sunumu ve cevaplandırılmasında bu hususa özen göstermiştir. Müellif, ilâhî iradenin ilgili temel mevzularının yanı sıra elbette onun diğer bazı sıfatlarla birlikte bir yansıması olan kaza ve kader meselesini de ele almışsa da konuyu daha sınırlı alanda tutmak amacıyla bu bahse yer verilmemiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Arts |
Journal Section | ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | December 18, 2023 |
Publication Date | January 15, 2024 |
Submission Date | September 5, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |