Bütün insanlarla insancıl bir
muamelede bulunması için her Müslüman’a İslâm’ın öğretileri ve inançlarında
uygulamalı bir eğitim vardır. İslâm’ın
bu öğretileri, sadece yasalar ve
sloganlarla değil bizzat gerçekçi ve sahada canlı olarak, insan nefsini
eğitmeyi esas almaktadır. Bu manada
İslâm’ın ön gördüğü temel ilke barıştır. Haddizatında barış, kulların yüce
Allah’a yaklaştığı bir ibadet türü olup, genel olarak İslam ile aynı manaya
gelmektedir. Yine barış yüce Allah’ın en güzel isimlerinden biridir.
Daha önce zikredildiği gibi barış
anlamına gelen İslâm, farklı inanç ve bağlılığa sahip insanlar arasında güvenin
artması ve her türlü kargaşanın ve korkunun ortadan kalkması bu barışın
sonuçlarındandır. İslam’ın genel özelliklerinden biri de hayır işleme ve
hayırda yardımlaşmaya davet etmesidir. Dolayısıyla İslâm saldırganlığı tamamen
reddeder, hadlerini aşanların cezasını keser, bu haddi aşmayı ve saldırganlığı
tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirip cezalandırır. Beni bu
konuda yazmaya sevkeden saiklerden bazıları bunlardır. Çünkü İslâm ümmeti ile
onun dışındaki toplumalar ciddi bir karışıklık ve istikrarsızlık halindedirler.
Bu karışıklık ve istikrarsızlık ise temelinde barışın olmamasına dayanmaktadır.
İşte bu yüzden barış hiç kimsenin kendisinden bihaber kalamayacağı öneme
sahiptir. Dolayısıyla onsuz hiçbir ülke
güvende olamadığı gibi devletlerin birbirleri ile olan ilişkisi barış içinde
ifade edilen karşılıklı saygıya dayanmaktadır. Bu barış kaybedilirse, savaşlar
ve çatışmalar kaçınılmaz olmaktakdır. Zaten İslam’ın emrettiği ilkelerin amacı,
insanların arasında ve devletlerin birbiriyle olan ilişkilerinde ilahi adaletin
sağlanmasından başka bir şey değildir. Barışla ilgili ayetlerin tefsirine
bakıldığında, müfessirlerin kelimenin öneminden ve İslam düşmanlarına
etkisinden dolayı barış kavramına özel bir anlam yükledikleri ve onunla ilgili
detaylı bilgiler aktardıkları görülmektedir. Örneğin insanlarla iyi geçinmek,
onları katil bir düşmandan sadık bir dosta çevirmeye esas teşkil ettiğini uzun
uzadıya aktarmışlardır. İşte İslam’ın emirlerinin özü bu olup, insanlar onu
beşeri ilişkilerinde uygulandığında gerçek manada barışın ne demek olduğu da
böylece anlaşılacaktır.
إن في تعاليم الاسلام وعقائده تدريبا عمليا لكل مسلم على أن يتعامل بالانسانية مع كل الناس، فالاسلام يدعوا إلى ترويض النفس بأن تحول تلك التعاليم الاسلامية إلى تعاملات حية على أرض الواقع، وأن لا تبقى مجرد قوانين وشعارات، ومن تلك المبادئ التي دعا إليها الاسلام السلام، والسلام حقيقة عبارة عن نوع من العبادات يتقرب بها العباد إلى الله تعالى، فالاسلام بمعناه العام يعني السلام، والسلام اسم من أسماء الله تبارك وتعالى، قال تعالى: "هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِی لَاۤ إِلَـٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡقُدُّوسُ ٱلسَّلَـٰمُ"، فكما قلنا إن الاسلام هو السلام، فإن من نتائج السلام انتشار الأمان والطمأنينة فيما بين الناس على اختلاف معتقداتهم وانتماءاتهم، واستئصال كل أشكال الاضطراب والخوف من نفوسهم، ومن دعوات الاسلام التعاون على فعل الخير والدعوة إليه، مبينا أن كل أساليب الاعتداء مرفوض جملة وتفصيلا، مشددا العقوبة على من يتعدى ويتجاوز حدوده، معتبرا أن هذا الاعتداء هو اعتداء على البشرية جمعاء، ومن هنا أردت أن أكتب في هذا الموضوع، إذ أن المجتمعات الاسلامية وغير الاسلامية تعيش في حالة تخبط وعدم استقرار، وكل ذلك يعود إلى غياب العامل الأساس لاستقرار واطمئنان المجتمعات ألا وهو السلام، فللسلام أهمية لا يمكن تجاهلها، وبدونه لا يمكن أن تنعم أي دولة بالأمان، فعلاقة الدول مع بعضها البعض مبنية على الاحترام المتبادل، وهو ما يعبر عنه بالسلام، فإذا فُقد السلام نشأت الحروب والصراعات فيما بينها، وما المبادئ التي أمر بها الاسلام إلا لتحقيق العدالة الالهية في معاملات الناس بعضهم مع بعض، وتنظيم تعامل الدول بعضها مع بعض، ومن خلال الاطلاع على الآيات المتعلقة بالسلام وتفسيرها، نجد أن المفسرين قد أعطوا مفهوم السلام أهمية خاصة، وتحدثوا عنه بإسهاب، لما له من أثر في النفوس وخاصة أعداء المسلمين، فحسن المعاملة، ورحابة الصدور مع الأعداء تحولهم من عدو قاتل إلى صديق كريم، وهذه هي حقيقة أوامر الاسلام، بأن نحكّم المبادئ الاسلامية في التعاملات مع البشرية جمعاء.
Primary Language | Arabic |
---|---|
Journal Section | ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2020 |
Submission Date | December 3, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 |