Toplu taşıma sistemleri ve bu sistemlerin erişilebilirliği kentsel sistemlerde, sağlık başta olmak üzere sosyo-ekonomik
konular üzerinde önemli bir role sahiptir. Sürdürülebilir ve daha temiz bir çevre için toplu taşıma kullanımı ve
yaygınlaştırılması akademik yazında sıcak bir gündem maddesidir. Bu durum Aralık 2019 tarihinden bu yana tüm
dünyada sarsıcı etkiler bırakan ve devam etmekte olan Covid-19 Pandemisi sürecinde farklı bir boyutuyla ele
alınmaktadır. Toplu taşıma kullanımı ve bu kullanımın halk sağlığı üzerindeki etkileri önemli bir çalışma konusunu
işaret etmektedir. Bu çalışmada mekânsal erişilebilirlik analizi kullanılarak Van Ana Kent Bölgesinde “özel halk
otobüsü”, “özel halk minibüsü” ve “belediye otobüsü” dâhil olmak üzere toplu ulaşım altyapısına mekânsal erişilebilirlik
seviyesi araştırılmıştır ve araştırma sonuçları pandemi sürecinde öğrenilenler göz önünde bulundurularak
yorumlanmıştır. Araştırmada kullanılan veri seti; hat detay vektör katmanında yol ağı, güncel uydu görüntülerinden
üretilmiş çokgen detay vektör katmanlarında kent lekesi, Van Büyükşehir Belediyesi'nden temin edilen hat detay vektör
katmanında toplu taşıma güzergâhları, çokgen detayında mahalle sınırları ve Türkiye İstatistik Kurumu Van Bölge
Müdürlüğü'nden temin edilen mahalle nüfus verileri şeklindedir. Çalışmada kullanılan yöntem, toplu taşıma hizmet
arzını tanımlamak için toplu taşıma hizmetine yönelik gerçekleştirilen erişilebilirlik analizi sonuçlarının incelenerek
uluslararası standartlarla karşılaştırılması ve pandemi sürecinde öğrenilenler doğrultusunda yorumlanmasıdır.
Araştırma sonuçlarına göre, kentsel toplu taşıma hizmetinin çok dar bir mekânsal alanda yoğun olarak sunulduğu ve
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremlerinin etkisiyle oluşan kent lekesi üzerinde toplu ulaşım hizmet düzeyinin nüfus ve
mekânsal dağılım açısından çok düşük olduğu tespit edilmiştir.
Public transportation systems and the accessibility of these systems have an important role in urban systems on socioeconomic
issues, especially health. The use and dissemination of public transport for a sustainable and cleaner
environment is a hot topic in literature. This situation is handled with a different dimension in the ongoing Covid-19
Pandemic process, which has left shocking effects all over the world since December 2019. The use of public transport
and its effects on public health point to an important study topic. In this study, the level of spatial accessibility to public
transportation infrastructure, including "private public bus", "private public minibus" and "municipal bus" in Van
Metropolitan Area, was investigated using spatial accessibility analysis, and the results of the research were interpreted
considering what was learned during the pandemic process. The data set used in the research; road network in line
detail vector layer, urban footprint in polygon detail vector layers produced from current satellite images, public
transportation routes in line detail vector layer provided from Van Metropolitan Municipality, neighborhood borders
in polygonal detail and neighborhood population data obtained from Turkish Statistical Institute Van Regional
Directorate. The method used in the study is to examine the results of the accessibility analysis carried out for the public
transport service to define the public transport service supply and to compare them with international standards and
interpret them in line with what was learned during the pandemic process. According to the results of the research, it
has been determined that the urban public transportation service is intensely offered in a very narrow spatial area and
the public transportation service level on the urban footprint formed by the effect of 23rd Oct. and 9th Nov. 2011
earthquakes is very low in terms of population and spatial distribution.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Architecture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 1 |