Hadrianopolis Roma döneminde kurulmuş ve Antik Çağa ait bulguları ile bilinen bir yerleşim olmasına karşın, antik kentte yürütülen arkeolojik kazılarda henüz sınırlı sayıda da olsa tarihöncesi dönem bulgularına ulaşılmaya başlanmıştır. Kentin Nekropol alanında bir çukur içerisinde ortaya çıkan el yapımı, kırmızı hamurlu ve kırmızı astarlı bir grup çanak çömlek tarihöncesi geleneğe benzer özellikler göstermektedir. Biçim açısından karakteristik parçalar da içeren çanak çömleklerin yanı sıra, kentin genel mimari geleneğine aykırı, tarihöncesi dönem geleneksel taş temel örgüsünü andıran duvarlar da bulunmuştur. El yapımı çanak çömlekler ve harçsız taş duvar temelleri birlikte düşünüldüğünde Hadrianopolis'te ana kaya üzerinde kurulmuş ve kısa süreli yerleşilmiş bir tarihöncesi yerleşimin olabileceğini akla getirmektedir. Nekropolün antik çağda uzun süre kullanılması ve mezar çukuru açabilmek için ana kayanın sürekli kazılmış olması bu tarihöncesi yerleşimi büyük ölçüde ortadan kaldırmış olmalıdır. Günümüze gelebilen nadir bulgulardan anlaşılmak zorunda kalan Hadrianopolis tarihöncesi yerleşiminde ilk iskanın izleri en az beş binyıl kadar geriye gitmektedir. Bulguların az sayıda olmasına rağmen, Hadrianopolis'te devam etmekte olan araştırmaların sınırlı sayıdaki tarihöncesi dönem bulgularını artırabilecek olması ihtimali de unutulmamalıdır.
Hadrianopolis was first settled during the Roman period. Many know it as an archaeological treasure trove, both for late antiquity and–more recently–pre-history. For the latter, a series of handmade red clay pots found in a pit at its necropolis proves this. Moreover, archaeologists have also uncovered walls bearing prehistoric, mortar-free stone masonry techniques that pre-date Hadrianopolis itself. Both findings hints at the existence of prior settlement, albeit brief. Hadrianopolis’s settlers most likely destroyed much of what remained upon digging up the bedrock to build necropolis’s burial pit. Nevertheless, what has survived into the present day–whilst rare-dates back at least five thousand years. Despite limited evidence, research is still on-going–meaning that we have much more to learn.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 8 Issue: 16 |
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Açık Erişim bir dergidir ve yayımladığı içeriği doğrudan açık erişime sunar. Dergi, yayımladığı içerikle bilimin Açık Erişim politikasıyla desteklenmesi ve geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bilinen standartlarda kaynak gösterilmesi koşuluyla, ticari kullanım amacı ve içerik değişikliği dışında kalan tüm kullanım (çevrimiçi bağlantı verme, kopyalama, baskı alma, herhangi bir fiziksel ortamda çoğaltma, dağıtma vb.) haklarını (ilgili içerikte aksi belirtilmediği sürece) Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC) lisansı aracılığıyla kullanıma sunmaktadır. İçeriğin ticari amaçlı kullanımı için dergi editöründen izin alınması gereklidir.
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi'nin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.