Ceza muhakemesinde istinaf merciinden esas olarak beklenen işlev, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için ilk derece mahkemesi gibi yargılama yapmasıdır. Ancak bölge adliye mahkemesi, CMK m. 280/1-e’deki koşulların varlığı halinde hükmü bozar. Bozma kararına karşı ilk derece mahkemesi direnemez ve yeni bir hüküm tesis eder. Bozmadan sonraki yargılama sonunda, ilk yargılamanın sonucuna nazaran daha ağır bir ceza ile karşılaşan sanık, yeni hükmü istinaf kanun yoluna taşıyabilir. Fakat bu başvurunun esastan reddedilmesi ve sonraki hükmün temyiz edilemeyecek kararlar arasında yer alması ihtimalinde, aleyhe olan mahkûmiyet hükmü temyiz edilemeden kesinleşecektir. Söz konusu olumsuz durum, açık şekilde hak arama özgürlüğüne aykırıdır ve savunma hakkının ihlalidir. Özelikle bozma kararının kesin hukuka aykırılığa dayanmamasına rağmen bölge adliye mahkemesince hatalı bir değerlendirme yapılmışsa, ortaya çıkan mağduriyet daha da katlanmış olacaktır. İşaret edilen sorunu aşmak için Yargıtay, bölge adliye mahkemesince verilen bozma kararının hukuka aykırılık teşkil etmesi halinde ilk derece mahkemesince tesis edilen mahkûmiyet kararını bölge adliye mahkemesince verilen karar gibi değerlendirmekte ve aslında temyizi kabil olmayan hükmün temyiz edilebileceğini kabul etmektedir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 15.05.2023 tarihli ve E. 2020/4918 ve K. 2023/6298 sayılı kararı özelinde ele alacağımız süreç, Yargıtay’ın tavrının kanuni düzenlemeler ile uyumu ve olası yasal düzenleme ihtiyacı kapsamında tartışılmaya değerdir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Legal Theory, Jurisprudence and Legal Interpretation |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 25, 2024 |
Submission Date | December 25, 2023 |
Acceptance Date | January 22, 2024 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 2 Issue: 1 |