Traditional and complementary medicine is not considered as a part of conventional medicine but it is defined as practices and products in various fields of medicine and health care system. Traditional and complementary medicine practices have been increasing all over the world and in our country since the 1990s. According to the World Health Organization 2000 data, the frequency of traditional and complementary medicine is 80% in Africa, 70% in Canada, 48% in Australia, 42% in the US, 38% in Belgium and 49% in France. In our country, due to the low number of studies the frequency of traditional and complementary medical practices was reported to be 42-70%. The Ministry of Health issued the "Regulation on Traditional and Complementary Medicine " in the Official Gazette on 27 October 2014. With this regulation, teaching and application methods of complementary treatment methods and who can apply the treatment subjects were clarified. Treatment authority was given to physicians, and to dentists and pharmacists to practice in the field of their own. Regulations include acupuncture, ozone, mesotherapy, prolotherapy, hypnosis, hirudotherapy, reflexology, homeopathy, phytotherapy, osteopathy, chiropractic, maggot practices, apitherapy, cup and music therapy methods. In our country, most application reasons are musculoskeletal pain and rheumatologic diseases. This is followed by cancer, neurological diseases and chronic diseases. In this review, the most commonly used methods in musculoskeletal system diseases are mentioned. Each physician can choose a different treatment based on his or her approach. However, because of the low quality of scientific studies and insufficient randomized controlled studies, evidence-based suggestions can not be made. Nonetheless, there is a discussion of the effects of traditional and complementary medicine practices on various systems and symptoms, as well as studies on the mechanisms of these effects.
ÖZGeleneksel ve tamamlayıcı tıp, konvansiyonel tıbbın bir parçası sayılmayan ancak tıbbın çeşitli alanlarında ve sağlık bakım sisteminde yer alan uygulamalar ve ürünler olarak tanımlanmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları tüm dünyada ve ülkemizde 1990’lı yıllardan sonra giderek artış göstermiştir. Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılı verilerine göre Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının sıklığı Afrika’da %80, Kanada’da %70, Avustralya’da %48, ABD’ de %42, Belçika’da %38, Fransa’da %49 dur. Ülkemizde ise çalışma sayısının az olması nedeniyle geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının sıklığı %42-%70 olarak belirtilmiştir. Bu artış dünyada ve ülkemizde bu uygulamaların yasal düzenleme ile takip edilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Sağlık Bakanlığı 27 Ekim 2014’de Resmi Gazete’de “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği”’ni yayınlamıştır. Bu yönetmelik ile tamamlayıcı tedavi yaklaşımlarının öğretim ve uygulama metodları ile tedaviyi kimlerin uygulayabileceği konuları netlik kazanmıştır. Tedavi yetkisi hekim ve kendi alanlarında uygulama yapmak üzere diş hekimleri ve eczacılara verilmiştir. Yönetmelikte, akupunktur, ozon, mezoterapi, proloterapi, hipnoz, hirudoterapi, refleksoloji, homeopati, fitoterapi, osteopati, kayropraksi, maggot uygulamaları, apiterapi, kupa ve müzik terapi yöntemleri yer almaktadır. Ülkemizde en çok başvuru nedeni olarak kas iskelet sistemine bağlı ağrılar ve romatolojik hastalıklar ilk sırada yer almaktadır. Bunu kanser, nörolojik hastalıklar ve kronik hastalıklar izlemektedir. Bu derlemede kas iskelet iskelet sistemi hastalıklarında en sık kullanılan yöntemlerden bahsedilmektedir. Her hekim kendi yaklaşımına uygun olarak farklı bir tedavi yaklaşımını kullanabilmektedir. Ancak bilimsel anlamda yapılan çalışmaların kalitesinin çok yüksek olmaması, randomize kontrollü çalışmaların yetersizliği nedeniyle kanatı dayalı öneri yeterince yapılamamaktadır. Buna nedenle bu derlemede geleneksel, ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının çeşitli sistem ve semptomlara etkilerini ve bu etkilerin mekanizmalarını aydınlatmaya yönelik çalışmalardan bahsedilmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | July 22, 2019 |
Acceptance Date | September 25, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 20 Issue: 3 |