Değişen yapısıyla dilsel evrimin bir işaretleyicisi olarak kabul edilebilecek olan örtmece: toplumsal bir uzlaşı sonucunda tabu, yasak, kaba, çirkin, kötü, uyumsuz, uygunsuz, müstehcen şeklinde kodlanan dilsel yapıların doğrudan ifadesi yerine dolaylı/örtük bir şekilde ifade edilmesidir. Sözü edilen dilsel yapılar içerisinde uyumsuzluk, üzerinde durmak istediğimiz temel kavramdır. Örtmece yapısal özelliği gereği uyumsuzluk barındırmaktadır. Norm olarak kabul gören ve bu nedenle “normal” olarak işaretlenen dilsel yapıların kültürel ve sosyal sebeplerden dolayı ifadesinde güçlüğün yaşandığı noktada başvurulan örtmece, bu yönüyle standardın dışına çıkarak uyumsuzluk performansı sergilemektedir.
Uyumsuzluk kavramı hem mizah hem de örtmece ifadelerinin ortaklaştığı noktadır. Dolayısıyla da temel mizah teorilerinden biri olan uyumsuzluk teorisi mizahın örtmece ile olan ilişkisini gösterir niteliktedir. Sözü edilen ilişki bu çalışma özelinde Leyla ile Mecnun dizisi örnekleminde incelenmiştir. Absürt komedi türünün başarılı bir örneği olarak kabul edilen dizi içerdiği örtmece ifadeleri ile uyumsuzluk teorisi odaklı bir mizah anlayışı benimsemiştir. Bu çalışma kapsamında Leyla ile Mecnun dizisinde hangi örtmece ifadelerinin, ne sıklıkla ve hangi temalar bağlamında kullanıldığı; uyumsuzluk teorisi ve örtmece arasında nasıl bir ilişkinin olduğu, benzeşen ve farklılaşan noktaların neler olduğu incelenmiştir.
Bu bağlamda Leyla ile Mecnun dizisinin 2011-2013 yılları arasında yayınlanan 103 bölümü içerisinde yer alan örtmece ifadelerinin belirlenmesinde amaçsal örneklem, ulaşılan korpusun incelenmesinde doküman incelemesi ve verilerin değerlendirilmesi için nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Ulaşılan örtmece ifadelerinin tematik sınıflaması yapılmış, kullanım sıklığı verilmiş ve ifadelerin içerdiği uyumsuzlukların mizahî işlevi belirtilmiştir.
Çalışmada örtük anlam taşıyıcısı olarak örtmece ifadelerinin bilinen işlevlerinin yanında mizahî bir işlev fonksiyonuyla da hareket ettiği ortaya konmuştur.
Euphemism, with its constant changing and transforming structure can be considered as a marker of linguistic evolution. It is the indirect/implicit expression of linguistic structures encoded as taboo, forbidden, vulgar, ugly, bad, incongruity, inappropriate, obscene as a result of a social consensus. Among aforementioned structures, incongruity is the basic concept we want to focus on. Euphemism contains incongruity due to its structural feature and is used where there is difficulty in the expression of linguistic structures that are accepted as a norm and naturally marked as "normal" for cultural and social reasons. In this aspect euphemism exhibits incongruity performance.
The concept of incongruity is included in the structure of both humor and euphemism. Therefore, incongruity theory -one of the basic humor theories- indicates the relationship between humor and euphemism. In this study this relationship has been examined throughout the sample of the TV series Leyla and Mecnun, which is a successful example of the absurd comedy genre and has adopted a sense of humor based on the theory of incongruity. Within the scope of this study, euphemism types, frequencies, their contextual themes in the series and the relationship (similarities and differences) between incongruity and euphemism are examined.
In this context, purposive sampling was used to determine the euphemisms in the 103 episodes of Leyla and Mecnun aired between 2011-2013, document analysis to analyze the corpus, and content analysis method, to evaluate the data. The thematic classification of the euphemisms has been made, the frequency of usage is given, and it is stated how incongruity in the euphemism expressions are used with a humorous function.
It has been revealed that euphemisms, as the carrier of implicit meaning, act with a humorous function beside their known functions.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | September 3, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 4 Issue: 2 |
Journal of Critical Communication © 2018 by Nuri Paşa Özer is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International