Deniz Harp Tarihi boyunca hasımlar harekât sahasında birbirlerinin serbestçe manevra icrasını önlemeye dönük tedbirler almıştırlar. Geçmişteki erişimi engelleme girişimleri hem dost kuvvetleri himaye etmek hem de düşmanın sahada avantajlı mevkiler elde etmesinin önüne set çekmek için kullanılmıştır. Günümüzde küresel boyuttaki güç aktarım kabiliyetiyle ABD Donanması hava, uzay ve deniz üstünlüğünü sürdürmek için çatışma alanına güvenle konuşlanmaya bağımlı hâle gelmiştir. Bununla birlikte, Çin, Rusya ve hatta İran ABD'nin Baltık, Karadeniz, Basra Körfezi ve Batı Pasifik'e güç aktarımını sekteye uğratmak için tasarlanmış güçlü bir erişimi engelleme ve bölgeden men etme (A2 / AD) kapasitesine sahip bölgesel bir güç olarak ortaya çıktılar. Bu makalede dünyada ABD'nin güç aktarım kapasitesine karşı geliştirilen A2/AD Konsepti’nin içeriğine ışık tutmanın yanında tarihsel arka planıyla birlikte günümüzdeki örnekleri üzerinden analiz edilmesi amaçlanmaktadır.
Throughout the history of naval warfare, adversaries have constantly attempted to deny the others’ freedom of action on the battlefield. Past experiences of anti-access served both to protect friendly forces and to prevent enemies from gaining superiority. Today, with its power projection ability in global scale, US Navy became dependent on secure deployment in the conflict area in order to sustain air, space and naval superiority. China, Russia and even Iran, however, have emerged as regional powers with robust anti-access/area denial (A2/AD) capabilities, designed to disrupt U.S. power projection into the Baltic, Black Sea, Persian Gulf and the Western Pacific. This study aims to explain the A2/AD concept which was developed as a countermeasure against the power projection capacity of the US, as well as offering an analysis through examining its historical background and prominent cases of its contemporary employment.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 22, 2022 |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | July 16, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 14 Issue: 27 |