This study aims to make a critical debate through the science fiction genre, which is assumed to look at the relations of the techno-social age from a realistic perspective. The focus of this discussion is the technological devices that penetrate the body, memory and senses and their dramatic projections on human traits. According to the argument of this article, human qualities such as distinguishing, showing mercy, rejecting, making mistakes, being absent-minded, ignoring and forgetting are replaced by constantly awake and dynamic techno-systems that operate in the automation culture of daily life. In this culture, which articulates the human being with the mechanical flow, violence is rendered obscure by being sterilised. Devices are not to the outside world surrounding the human body; it is designed in a way that is integrated with the body and oriented towards the unconscious mind. This intoxicated and rapid trend, which also blurs the will to freedom, reformulates almost all attitudes, including sleeping, as well as the senses—especially of sight. As a result of this, the senses, which were once at the centre of contemplation and imagination, are technically instrumentalised and become passive extensions in the service of devices. In this qualitative study, these approaches are analysed through the method of sociological film analysis and in the light of the episodes of the Black Mirror series, The Entire History of You and Men against Fire, which have been very popular in recent years. This method considers films as reflection, interpretation or representation of social life rather than technical and aesthetic elements that touch the field of art. In this respect, the two episodes focused on in this article in a complementary manner are remarkable in that they explain the decisiveness of technological innovations, which are the indicators of modern culture, especially on the human body, memory and senses. The theoretical framework of this paper consists of thinkers such as Günther Anders, Jean Baudrillard, Zygmunt Bauman, Paul Virilio and Byung-Chul Han who analyse the modern techno-cultural change from the critical perspective of sociological approach.
Bu çalışma tekno-sosyal çağın ilişkilerine olabildiğince gerçekçi perspektiften baktığı varsayılan bilim kurgu türü üzerinden eleştirel bir tartışma yapmayı hedeflemektedir. Bu tartışmanın odağında bedene, hafızaya ve duyulara iyiden iyiye nüfuz eden teknolojik aygıtlar ve onların insani nitelikler üzerindeki dramatik izdüşümleri vardır. Makalenin argümanına göre ayırt etmek, merhamet göstermek, reddetmek, hata yapmak, dalgın olmak, görmezden gelmek ve unutmak gibi insana özgü vasıfların yerini gündelik yaşamı otomasyon kültüründe işleten, sürekli uyanık ve dinamik tekno-sistemler almaktadır. İnsanı mekanik akışa eklemleyen bu kültürde şiddet de sterilize edilmek suretiyle belirsizleştirilmektedir. Aygıtlar insan bedenini çevreleyen dış dünyaya değil; bizatihi bedene entegre ve bilinç dışına dönük şekilde tasarımlanmaktadır. Özgürlük istencini de bulanıklaştıran bu coşkulu ve hızlı eğilim, uyumak dahil neredeyse tüm alışkanlıkları ve ayrıca duyuları —özellikle de gözü— yeniden formüle etmektedir. Bunun sonucunda bir zamanlar tefekkür ve tahayyülün merkezinde olan duyu(ş)lar teknik olarak araçsallaşmakta ve aygıtların hizmetinde pasif eklentiler halini almaktadır. Bu nitel çalışmada söz konusu yaklaşımlar, son yıllarda oldukça popüler olan Black Mirror dizisinin Senin Tüm Geçmişin ve Acımadan Öldürmek bölümleri ışığında sosyolojik film analizi yöntemiyle incelenmektedir. Bu yöntem filmleri sanat alanına temas eden teknik ve estetik unsurlarından ziyade toplumsal yaşamın yansıması, yorumu veya temsili olarak ele almaktadır. Bu makalede odaklanılan iki bölüm de bu açıdan modern kültürün göstergelerinden olan teknolojik inovasyonların özellikle insan bedeni, hafızası ve duyuları üzerindeki belirleyiciliğini tamamlayıcı tavırla izah etmesi bakımından dikkat çekicidir. Çalışmanın teorik çerçevesini ise modern tekno-kültürel değişimi sosyolojik yaklaşımın eleştirel penceresinden analiz eden Günther Anders, Jean Baudrillard, Zygmunt Bauman, Paul Virilio ve Byung-Chul Han gibi düşünürler oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 8, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 25(1) Issue: 49 |