Abstract
Bir seyyahın
gezip gördüğü yerler hakkında bilgi verdiği eser anlamına gelen seyahatnâmelere
Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında sıkça rastlanmaktadır. Klasik Türk
edebiyatında sergüzeştnâme, gazavâtnâme, fetihnâme, esâretnâme ve sefâretnâme
gibi bazı türdeki kitaplarda da yolculuk hatıraları bahis konusu olmuştur. Muhtevalarına
göre isim alan seyahatnâmeler arasında manzum ve mensur hac konulu eserler
önemli yer tutar.
Müslümanlar için dinî bir görev olan hac, İslâm
coğrafyasında her yıl nüfus hareketliliği meydana getiren bir ibadettir. Hac
vazifesini yerine getiren bazı yazarlar yapmış olduğu bu yolculukları kaleme
almışlardır. Hacı adaylarının seyahat
izlenimlerini anlatan bu eserler yolculuk sırasında uğranılan yerlerle ilgili
bilgi içermesi açısından mühimdir. Bu kitapların bir kısmı bilgi, hatıra, rapor
ve rehber mahiyetindedir. Rehber
nitelikli hac seyahatnâmeleri, hacca gitmek isteyenler için hem kılavuz olması
hem de eser sahibinin yolculuğunu anlatması bakımından önem arz eder. Bu türde
kaleme alınmış eserlerden birisi de 18. asır şairlerinden Cûdî’nin, Şâm ve
Mekke arasındaki menzilleri konu edindiği manzum seyahatnâmesidir. Söz konusu
metinde kaside nazım şekli tercih edilmiş ve her gidilen menzil birkaç beyitle
tanıtılmıştır. Bu yazıda hac seyahatnâmelerinden bahsedilmiş ve Cûdî’nin hac
manzumesi detaylı olarak incelendikten sonra eserin metni verilmiştir.