Chedo Mıjatovıch, “Sırbistan
ve Sırplar, London 1908” adını taşıyan eserinin V. bölümünü (s. 114-133)
fıkralara ayırmıştır. Bu bölümde yer alan 21 adet fıkradan 9’unda (8, 9, 14,
16, 17, 18, 19, 20 ve 21 numaralı fıkralar), Türk fıkra tipleri arasında ortak
şahsiyeti temsil yeteneğini kazanmış olan Nasreddin Hoca, ya fıkraların
başkahramanıdır ya da fıkralarda önemli bir role sahiptir. Mıjatovıch, söz
konusu bölümün girişinde, Sırp fıkralarında Türk ağaları, kadıları ve
hocalarının komik ve aptal kişilikleri temsil eden tipler olarak resmedildiğini
söyler ve bu görüşünü destekleyen fıkra metinlerine yer verir.
Gülmenin ortaya çıkabilmesi için fıkrada yer alan
tiplerden birinin diğer fıkra tiplerine göre bir zaafının, bedenî bir
noksanlığının veya bir zihinsel özrünün bulunması gerekir. Fıkralarda bir olumlu
bir de olumsuz tip (rakip) vardır. Fıkra anlatıcısına göre olumlu tip, her
zaman kendi mensubu bulunduğu millet veya topluluğu temsil eden fıkra tipidir.
Anlatıcı böylelikle hedef aldığı, rakip olarak gördüğü topluluk veya millet
karşısında fıkra tipi üzerinden bir üstünlük sağlamış olur. Olumsuz tip ise
anlatıcının yermek istediği topluluk veya milleti temsil eden tiptir.
Çalışmamızda Sırplar arasında anlatılan ve olumsuz
(rakip) tipleri Türklerin temsil ettiği fıkralar, “Mizahta Üstünlük Teorisi”ne
göre ele alınıp değerlendirilecektir. Bu teorinin temelinde, “rakibi saf dışı bırakmaktan duyulan keyif, bir
başkasını dezavantajlı duruma getirmenin verdiği haz, öteki konumundaki kişinin
düştüğü kötü durumdan duyulan mutluluk, başkalarının talihsizliklerinden ve
acılarından alınan zevk, bedensel çirkinlik veya bozuklukların kendi bedeninde
olmamasından duyulan memnuniyet ile mantıksız hareket ve eylemlere gülme” yer almaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | April 26, 2018 |
Submission Date | January 28, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 4 Issue: 2 |