Atatürk,
Türklerin dünya tarihindeki yerinin tespit edilebilmesi için, Türk tarihini
belgelere dayandırarak,
gerçeğin dışına çıkılmadan araştırılmasını istemiştir. Yapılan çalışmalar
sonrasında Türklerin dünya üzerinde tarihten önce ve tarihî devirlerde farklı
toplumlar, medeniyetler hatta devletler kurdukları ve kendi dönemlerindeki
diğer toplum, medeniyet ve devletleri etkiledikleri belgelerle ortaya konulmaya
çalışılmıştır. Nitekim bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan “Türk Tarih Tezi”nde,
Sümerlerin Altaylardan ayrılarak Mezopotamya’ya yerleştikleri ve Türk oldukları
görüşü ortaya atılmıştır. Buna
karşılık son yıllarda araştırmacıların üzerinde durduğu -Türklerin ilk ata yurdunun
Altaylar değil Ön Asya olduğunu öne süren- “Urmu Teorisi”nde, Urmu Gölü
etrafında yaşayan Proto Türklerin MÖ 4000-2000’lerde Sümerlerle komşu oldukları
ve bu komşuluk neticesinde birbirleriyle etkileşimde bulundukları görüşü de
ortaya atılmıştır. Ortaya atılan bu tezler ve Sümerlerin dillerinin Ural-Altay dillerine
benzemesi, arkeolojik bulgular, yer adları ile kültürel benzerlikler
araştırmacıları Sümer-Türk ilişkisini değerlendirmeye itmiştir. Pek çok
araştırmacı, arkeolojik kazılar neticesinde bulunan Sümer tabletlerinden
hareketle dillerini, yer adlarını, kral adlarını ve kültür izlerini Türklerinki
ile kıyaslamışlardır. Yapılan karşılaştırmalar sonucunda elde edilen
değerlendirmeler Sümerlerin Türklerle akraba olabileceği ya da komşuluk ilişkisi içerisinde
birbirlerini etkilemiş olabilecekleri gibi görüşleri destekler nitelikte
olmuştur.
Biz
de bu çalışma ile Sümer destanı Gılgamış ve Altay-Türk destanı
Maaday-Kara’yı karşılaştırarak aralarında yukarıda işaret edildiği şekilde bir
ilişkinin olup olmadığını ortaya koymaya çalıştık.
In order to determine the place of the Turks in world
history, Atatürk wanted Turkish history to be based on the documents and
investigated without going out of reality. With the researches conducted, it
has been tried to put forward with the documents that the Turks have
established different societies, civilizations and even states in the world
before and in the historical periods and affected other societies,
civilizations and states in their period. In fact, it was suggested in “Turkish History Thesis” which
emerged as a result of these studies that the Sumerians were separated from the
Altars and settled in Mesopotamia and they were Turks.
On the other hand, in Urmu Theory, which suggests that the first homeland of
the Turks, which the researchers have emphasized in recent years, is not the
Altai but the Front Asia, it is also claimed that the Proto Turks living around
Lake Urmu were the neighbours with the Sumerians in the 4000-2000 BC and
interacted with each other as a result of this neighbourhood. In addition to
these theses, the similarity of Sumerian languages to Ural-Altaic languages,
archaeological findings, place names and cultural similarities have led
researchers to evaluate the Sumerian-Turkish relationship. Many researchers have compared
their languages, place names, king names and cultural traces with those of the
Turks as a result of the Sumerian tablets found in archaeological excavations.
The evaluations obtained as a result of these comparisons have supported the
views as Sumerians may be related to Turks or may have influenced each other in
a neighbourhood relationship.
In this study, we tried to compare the
Sumerian epic Gilgamesh and Altay-Turkic epic Maaday-Kara and to determine
whether there is a relation between them as mentioned above.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2019 |
Submission Date | February 20, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 5 Issue: 3 |