The incident, which took
place on 3 May 1944 and was referred to as the case of “Racism – Turanism”,
represents a crossroads in the history of Turkish nationalism. This distinction
can be considered as a break of the Kemalist (Formal Nationalism) fault line in
Turkish nationalism on the basis of different perspectives on the definition of
historical, geographical and nationality. In addition, the projection of Turkey
in the Second World War, the international political conjuncture formed
depending on other factors can also be seen as a crossroads of nationalism in
Turkey. In the early republican period, more intense and concrete objections
were developed to the official nationalism shaped by the state and put into
practice, especially after the death of Mustafa Kemal Atatürk. Those who make
these objections are Turkist-Turanist intellectuals who try to bring a
different interpretation to Turkish nationalism from the official ideology. The
Turkist-Turanist intellectuals, especially after the process known as Racism
and Turanism, were positioned against the power and brought harsh criticism to
the power. In this study, the two main eclectic problematic, 3 May 1944
Racism-Turanism case will be examined by taking the center. The first is the
ideological coordinates of informal Turkish nationalism, which develops
conceptual, theoretical and actual objections to Kemalist nationalism.
Secondly, in line with its position on nationalism of the era of political
power is the position taken by the intellectuals in Turkey. In this context, “historical
comparative research method” was used as a method to understand the historical,
social and political change of Turkish nationalism together with its actors.
However, by analyzing the discourse of the actors of the period regarding the
case of racism and Turanism on 3 May 1944, the process of differentiation and
differentiation in Turkish nationalism will be tried to be determined.
3 Mayıs 1944’de vuku bulan “Irkçılık – Turancılık” davası olarak anılan
hadise Türk milliyetçiliği fikir tarihinde bir yol ayrımını ifade etmektedir.
Bu yol ayrımı, tarihi, coğrafi ve milliyet tanımına ilişkin farklı bakış
açıları münasebetiyle Türk milliyetçiliğindeki Kemalist (Resmi milliyetçilik)
fay hattının kırılması olarak telakki edilebilir. Bunun yanında, II. Cihan
Harbi’ne bağlı olarak oluşan uluslararası siyasal konjonktürün Türkiye’deki
izdüşümü de Türk milliyetçiliğinde yol ayrımının bir diğer faktörü olarak
görülebilir. Erken cumhuriyet döneminde devlet eliyle şekillenen ve uygulamaya
koyulan resmi milliyetçiliğe, özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı
sonrasında daha yoğun ve somut itirazlar geliştirilmiştir. Bu itirazların
tecessüm ettiği mecra ise, Türk milliyetçiliğine resmi ideolojiden farklı bir
yorum getirme gayreti içerisinde olan Türkçü-Turancı aydınlardır.
Türkçü-Turancı aydınlar, özellikle Irkçılık ve Turancılık davası olarak anılan
süreç sonrasında iktidarın karşısında konumlanmış ve iktidara sert eleştiriler
getirmiştir. Bu çalışmada, birbiriyle eklektik iki ana sorunsal, 3 Mayıs 1944
Irkçılık-Turancılık davası merkeze alınarak incelenecektir. Bunlardan
birincisi, Kemalist milliyetçiliğe kavramsal, teorik ve fiili itirazlar geliştiren
gayrı resmi Türk milliyetçiliğinin ideolojik koordinatlarıdır. İkincisi ise,
dönemin siyasi iktidarının milliyetçiliğe ilişkin konumu doğrultusunda
Türkiye’de aydın kesimin aldığı pozisyondur. Bu bağlamda çalışmada, Türk
milliyetçiliğinin, tarihsel, toplumsal ve siyasal değişimini, aktörleriyle
birlikte anlamak adına “tarihsel karşılaştırmalı araştırma yöntemi” metot
olarak kullanılmıştır. Bununla birlikte, dönemin aktörlerinin 3 Mayıs 1944
ırkçılık ve Turancılık davası ilişkin söylemleri analiz edilerek, Türk
milliyetçiliğindeki farklılaşma ve ayrışma süreci saptanmaya
çalışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 1 Issue: 2 |